Husisi Doktoru Atıf Hüseyin Bey'in Hatırları 1909 - 1918

Sultan 2. Abdülhamid'in Sürgün Günleri

Atıf Hüseyin Bey

About Sultan 2. Abdülhamid'in Sürgün Günleri

Sultan 2. Abdülhamid'in Sürgün Günleri subject, statistics, prices and more here.

About

Son dönem Osmanlı tarihinin en çok tartışılan konularından birisi şüphesiz II. Abdülhamid ve dönemidir. Bu kitap bu dönemi ve padişahı daha yakından tanımaya yarayacak ipuçlarını verecektir... 1869'da dünyaya gelen Atıf Hüseyin Bey 1892 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye'ye kaydolmuş ve buradan Tabip Yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur. Atıf Hüseyin Bey Sultan Abdülhamid Selanik'e sürgüne gönderildiği zaman kendisine ve aile efradına bakmakla görevlendirilmiştir. Atıf Hüseyin Bey, Sultan Abdülhamid'le ilgilendiği yıllar boyunca günlük tutmuştur. Tamamı 12 Defter olan, yaklaşık 9 yılı kapsayan bu günlükler, Sultan Abdülhamid'in sürgündeki Selanik yıllarından başlayarak İstanbul Beylerbeyi Sarayı'na nakline ve burada da ölümüne kadar sürmektedir. Metin Hülagü'nün yayına hazırladığı, Abdulhamid üzerine en güvenilir kaynaklardan birisi olarak literatüre kazandırılan günlükler, Abdülhamid'in hastalıkları, ilaçları, hastalıklara karşı başvurduğu tedavi şekilleri ve özellikle kullandığı bitkisel tedavi metotları hakkında bilgi edinmenin yanı sıra özel hayatı, düşünce ve inanç yapısı, hisleri, sevgi ve nefretleri, kişiliği ve daha çok Avrupa ülkelerine ait hatıraları, şahsî ve siyasî yaklaşımları konusunda bulunmaz bir kaynaktır.
Estimated Reading Time: 10 hrs. 36 min.Page Number: 374Publication Date: September 2007Publisher: Timaş Yayınları
ISBN: 9786051142364Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 31.7
Erkek% 68.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Atıf Hüseyin Bey
Atıf Hüseyin BeyYazar · 1 books
Atıf Hüseyin 1869'da, Lüleburgazlı Hüseyin-Emine çiftinin çocuğu olarak İstanbul'da Kapandakik (Unkapanı)'te dünyaya geldi. İlk ismi Âtıf Hasan'dır. İsminin resmî kayıtlarda zaman zaman Hasan Âtıf şeklinde geçtiği de görülür. Ama o daha ziyade Âtıf Hüseyin ismiyle anılmış ve tanınmıştır. Kemal Özbay, Türk Asker Hekimliği Tarihi ve Asker Hastaneleri adlı eserinde ona Bütüngil soyadını izafe etmişse de nedeninin izah etmemiştir. Âtıf Hüseyin'in tahsil hayatına dair detaylı bir bilgiye sahip değiliz. Sadece bilebildiğimiz onun 1892 yılında 1312-11 sicil numarasıyla Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye'ye kaydolduğu ve 6 Ekim 1896'da ve Tabip Yüzbaşı rütbesiyle buradan mezun olduğudur. Mezuniyet sonrası Âtıf Hüseyin Beyin ilk hizmet yeri Sayda Hastahanesi olmuştur. Kısa bir süre sonra buradan alınarak (18 Ocak 1897) yeni görev yeri olan Manastır Hastahanesi'ne nakledilmiştir. Âtıf Hüseyin Bey II. Meşrutiyet'in ilân edildiği yıllarda Selanik'te görev yapmıştır. 7 Şubat 1909'da Kıdemli Yüzbaşı olmuştur. Âtıf Hüseyin, 31 Mart Vak'ası (13 Nisan 1909) sonrasında Sultan II. Abdülhamid (1842-1918)’in ailesiyle birlikte Selanik’te Alâtini Köşkü'nde mecburî ikamete tâbi tutulması üzerine 30 Nisan 1909'da onun ve beraberindekilerin hususî tabipliği ile görevlendirilmiştir. Balkan Harbi'nin başlaması üzerine Selanik’te 3 yıldır sürdürmekte olduğu görevini tamamlayarak, 19 Nisan 1912'de Selanik'ten ayrılmış, İstanbul'da Gümüşsuyu Hastahanesi'nde vazifeye başlamıştır. Âtıf Hüseyin kısa bir süre sonra, 1 Ekim 1912'de, Kayseri'de bulunan Redif Fırkası İkinci Seyyar Hastahanesi'nde görevlendirilmiştir. Ancak zaaf-ı âsâb-ı nevrasteniden dolayı, tedavi için tekrar Gümüşsuyu Hastahanesi'ne dönmüştür. Tedavisinin tamamlanmasının ardından Kasım 1912'de, Beylerbeyi Sarayı’nda ikamet ettirilen Sultan II. Abdülhamid ve ailesinin hususi tabipliği, resmî adıyla "Abdülhamid'in Muhafızlığı Tabipliği" ile görevlendirilmiştir. Bu vazifesi Sultan’ın 10 Şubat 1918’deki ölümüne kadar devam etmiştir. Sultan II. Abdülhamid’in ölümü üzerine Âtıf Hüseyin Bey 20 Mart 1918'de Gümüşsuyu Hastahanesi'ndeki asıl vazifesine dönmüş, ancak 30 Mart’ta kendisine “şiddetle muhtac-ı tedavi ve istirahat olduğuna dair" bir rapor verilmiştir. İki aylığına tedavi için Bükreş'e gitmek için 10 Nisan'da, izin almış, 26 Mayıs'ta ise buradan Karlbad-Avusturya’ya geçmek için müracaatta bulunmuştur. Talebi 16 Haziran 1918’de olumlu karşılanarak kendisine Ağustos ayı ortalarına kadar izin verilmiştir. Fakat sağlığına bir türlü kavuşamadığı için yurda dönmesinin ardından 25 Kasım 1918’de emekli olmak için müracaatta bulunmuştur. İsteğinin hastahanesi tarafından da uygun bulunması üzerine 28 Ocak 1919'da, 27 sene, 4 ay, 11 günlük bir hizmetten sonra memuriyet hayatına 50 yaşında iken veda etmiştir. Âtıf Hüseyin memuriyet süresi içerisinde yaptığı üstün hizmetlerden dolayı 3 Şubat 1903’te 5. ve 8 Ekim 1905’te 4. rütbeden Mecidî nişanlara layık görülmüştür. Hiç evlenmemiş ve yalnız başına bir hayat sürmüş olan Âtıf Hüseyin Bey emekli olduktan 5 yıl sonra 1 Mayıs 1924'te İstanbul'da vefat etmiştir.