1947’de yayımlanan ve tarihsel roman niteliğinde olan bu eser, genel çerçevede II.Meşrutiyet, İttihat ve Terakki, 31 Mart Vakası, gazeteci Hasan Fehmi cinayetinin işlendiği yılarda geçer. İttihatçıların gerçekleştirdikleri darbe üzerine, istibdat kalıntısı gördükleri Nazırları, Paşaları görevden almak istedikleri bir aşamada hayli yaşlanmış bir Nazırın görevde kalma çabasıyla debdebeli yalısında yaşananlar üzerinden dönemi görürüz. Romanın ana karakteri, Nazır olan babasının mevkisini koruma adına tutkulu bir biçimde hırsı ve zekasıyla giriştiği mücadelesi anlatılan Nimet’tir. Kadın rolü, genellikle evde pasifize olmuş, ev ile sınırlandırılan alışılmış modelden çıkarılarak güçlü, hırslı, siyaset üzerine kafa yoran, babasını ve kocasını siyasi konularda yönlendiren, adeta onları kuklaya çevirip iradelerini eline alan bir şekilde Nimet karakterinde vücut bulmuştur. Öyle ki, kocası üzerinden, Meclisten çıkıp bütün olanları hemen Nimet’e anlatarak ne yapması gerektiğini danışacak kadar iradesiz bir erkek karakteri çizilmiştir. Neticede Nimet de kocasının Sultan Abdülhamid’den birçok Nazırlığı isteyecek kadar haddini aşan bir hamle yapmasına sebep olur.