Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Beğenilen Sümbül Kokusu Gönderileri

En Beğenilen Sümbül Kokusu kitaplarını, en beğenilen Sümbül Kokusu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Sümbül Kokusu yazarlarını, en beğenilen Sümbül Kokusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunlar, maddi ilerlemeden manevi yükselmeye zaman bulamamışlar.
Bir ulu çınarsın ki kırılır eğilmezsin, ölür inlemezsin!
Reklam
Zayıf Efendi, kendi kendine söyleniyordu: “Türkiye yıpranmış, tozlu, ciltsiz ama önemli, yararlı bir kitaptır. Onu okumak, düzeltip basmak için sabır ve merak ister.”
Maddî çıkara önem vermezsin. Para denilen maden parçasına itibar etmezsin. Suçun budur. Savurganlığı, soyluluk gereği sayarsın...
Zayıf efendi, ciddi bir üzüntüyle “Muhibbi”nin ünlü dörtlüğünü usul usul okudu: “Sayılmayız parmak ile Tükenmeyiz kırmak ile Taşramızdan sormak ile Kimse bilmez hâlimizi”
"Tanrının sözüyle, Güneşin iziyle, Batıya gidiyoruz! Batıya gidiyoruz!” şarkısı söylenerek, kona göçe, ağır ağır akmaya ilerlemeye başlandı...
Reklam
O akşam lokantada rastladıkları bir gazeteci bunlara demişti ki, Çanakkale savunması, yalnız hilafetin aynı biçimde sürmesi değil, Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın da kalıcılığını sağlayacak ve Rusya'nın çöküşünü hazırlayacaktır. Ve tarih, Türkiye'nin önemini o zaman anlayacaktır. İki gün içinde eşyalarını sattılar. Üçüncü gün, pasaportlarını vize ettirmek için konsoloslu¤a başvurduklarında, "Öğrencilerin askerlikleri ertelendi." diyen kâtibin duygusuz gözlerine baktılar. Ve ceketlerinin iliklerine taktıkları bir sümbül çiçeğini derin derin koklayarak ve önlerine bakarak usulca, "Biz gönüllü gidiyoruz!" dediler. 3 fiubat 1918
“Memleket, düşünülmemekten, unutulmaktan, savsaklanmaktan bıktı. Ona güvendiğinizi, onu saydığınızı dünya duysun... Sanatlarıyla, müziğiyle, dansıyla, edebiyatıyla, güzellikleriyle, onu dünya görsün. Sevgilinizi bırakıp da ellerin peşinden dolaşmayınız, gönlünüzde sevgilinizin aşkı, kolunuzda sevgilinizin bilekleri olsun!..”
"Milletlerin kendi içtenliğine, şiirine, müziğine, resmine, dansına, mimarisine, yemesine, giymesine, kendi yaşam biçiminden, kendi özelli¤inden bir çeşni vermesi inkâr edilebilir mi? Hollanda resmiyle İtalya ressamları bir zevki mi izler? Alman yemekleriyle, Fransız mutfağı bir örnek midir? İsveç edebiyatıyla Japon şiirleri eşit midir? Rusya’daki evlerin biçimiyle, İspanya yapılarının arasında bir fark yok mudur?”
— Şunu kokla! Kokla Mehmet, dedi. Mehmet Siyavuş, arkadaşlarının perisanlığından, heyecanından ürkmüştü. Yavaşça içini çekti. — Hayır, iyi kokla! Derin kokla! Gözlerini kapayarak kokla! Koklarken, gözlerinin önüne ne geliyor? Neresi geliyor? Söyle! Allah aşkına, bütün ruhunla, bütün nefesinle kokla! Arkadaşlarının yüzüne doğru çiçeği tutuyor, titriyordu. Mehmet Siyavuş: — İstanbul kokusu!
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.