Sünnet ve Eser Ehlinin Akidesine Dair Risaleler

Ebu Abdullah Adil b. Abdullah Alu Hamdan

Sünnet ve Eser Ehlinin Akidesine Dair Risaleler Sözleri ve Alıntıları

Sünnet ve Eser Ehlinin Akidesine Dair Risaleler sözleri ve alıntılarını, Sünnet ve Eser Ehlinin Akidesine Dair Risaleler kitap alıntılarını, Sünnet ve Eser Ehlinin Akidesine Dair Risaleler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu akideler muhtasar olmalarına rağmen tek bir kandilden, iki vahyin, yani Kur'ân ve Sünnet'in ve ümmetin selefinin icmâsının kandilinden çıkmaktadır. Eğer bu akideleri ilkinden sonuncusuna kadar, eskisiyle ve yenisiyle mütâlaa edecek olursan, onları yazanların ve nazmedenlerin yaşadıkları yerlerin ve zamanın farklılığına, beldelerinin birbirine uzak olmasına rağmen itikâdın beyânı hususunda hepsini tek bir yol ve üslup üzere görürsün. Hepsinin itikad hususunda tek bir yolu takip ettiğini bu hususta hakkın caddesinden sapmadığını görürsün. Onların bu hususta sözleri ve fiilleri birdir. Aralarında her hangi bir konuda asla ihtilâf ve ayrışma göremezsin. Bunun sebebi ancak onların dini Kitap'tan, Sünnet'ten ve nakil tarîkinden öğrenmiş olmalarıdır. Bu onların birleşmelerini ve görüş birliği etmelerini sağlamıştır. Bid'at ve hevâ ehline gelince, onlar dini akıl yürütmelerden ve görüşlerden almışlardır. Bu da onların fırkalara bölünmelerine ve görüş ayrılığına düşmelerine sebep olmuştur.
Ömer radiyallâhu anh şöyle dedi: “Allah (Tebârake ve Teâla) bir kulu sevdiği zaman ona yardım eder. Bir kulu sevmediği zaman onu yardımsız bırakır. Allah bizi de seni de yardıma mazhar olan ve taati ile amel eden kullarından eylesin.”
Reklam
Bid'at-i Hasene / Güzel Bid'at olamaz.
Kim İslam'da güzel gördüğü bir bid'at çıkarırsa Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in risaleti (peygamberlik görevini) tam yerine getirmediğini iddia etmiş olur. Zira Allah Teâlâ: “Bugün dininizi sizin için kemâle erdirdim...” (Maide, 3) buyurmuştur.
Sayfa 126 - İmam Mâlik bin Enes'in sözü, el-İbanetul Kubrâ, 2/510; el-İ'tisam, 1/84.Kitabı okuyor
Kendin için Allah'tan kork Allah'tan! Esere, eser ehline ve taklide sarıl. Zira din taklitten ibârettir. [Yani din Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashâbını taklit etmekten ibârettir.] Bizden öncekiler bizi bir karışıklık içinde bırakmadılar. Öyleyse onları taklit et ve rahat et. Eserin ve eser ehlinin ötesine geçme. [Kur'ân'daki ve hadislerdeki] müteşâbihlere gelince dur, onlarla hiçbir şeyi kıyaslama, onlardan hiçbir şeyi tefsir etme.
Sayfa 628 - imam Berbehâri, Şerhus SunneKitabı okuyor
Bir kimse Kur'an hakkında kendi görüşüne dayanarak konuşamaz. Kur’ân’ı Nebî ﷺ 'in getirdiklerinden ya da Sahabe'den (Allah onlardan razı olsun) herhangi birinden, Tâbiin’den herhangi birinden, müslümanların imamlarından herhangi birinden gelenlerden başkasıyla tefsir edemez.
Sayfa 555 - imam Acurri, eş-ŞeriaKitabı okuyor
İmanın ve dinin asılları, müslümanların şeriatleri hakkında soru sormaması ve bunları araştırmaması hususunda, hiçbir cahil mazur değildir. Zira Allah (Azze ve celle) "Bilmiyorsanız zikir ehline sorun!" (Nahl, 43) buyurarak bunu gerekli kılmıştır. Aynı şekilde hakkında konuşan bir kitap (âyet) ya da kâim bir sünnet bulunan bir mesele kendisine sorulduğu zaman, hiçbir âlim onu câhilinden gizlemekte mâzur değildir. Çünkü Allah tebâreke ve teâlâ: "Mutlaka onu insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz!" (Âl-i İmran, 187) buyruğuyla âlimlerden söz almıştır.
Sayfa 694 - İbni Ebî Zemenin (rahimehullah), Usulu's-SunneKitabı okuyor
Reklam
146 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.