Ah ah ! Konuya nereden başlasam, kitabı nasıl özetlesem bilemiyorum. Bu kitap bir dönemin ibretlik yansıması desem, abartmış olmam herhalde... #sürgün 1979 ‘da yaşanan İran Devrimi sırasında yerle bir olan bir halkın romanıdır. Sara adlı genç bir kızın üzerinden anlatılıyor yaşananlar ve yaşatılanlar...
Sara’ya idam hükmü verilmiş ve her yerde aranıyorken , kurtuluşu kaçmakta bulur. Biz onun kaçış hikâyesine şahitlik ediyoruz. Bu kaçış esnasında yolu Türkiye‘ye de düşen Sara'nın 1980 darbesine tanıklığı da ele alınıyor.
Kitabın her sayfası soluksuz okunurken, aynı zamanda kurguya yedirilmiş tarihi gerçekleri de çarpıyor yüzümüze yazar... Durup düşünüyorsun ... Geçmişten bu yana sayısız gerçekler varken, neden hâlâ uslanmaz insanoğlu diyorsun. Niye ders almaz yaşananlardan. Niye bitmez bu hırs, kin, öfke, açgözlülük ...
Ne söylersem az kalır, kitabı hissettirdiklerini anlatmaya... Bilmediğim şeyler değildi aslında okuduklarım fakat gerçekler ete kemiğe bürünüp Sara olarak karşına çıkınca sarsılıyor insan.. Yeni kitaplarda buluşmak üzere, esen kalın.