Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.36.38
Sürüklenme
Latife TekinSürüklenme Reviews
You can find Sürüklenme reviews, Sürüklenme book reviews, Sürüklenme ratings on 1000Kitap.Score
6.9Out of 10
Ekolojik Edebiyat
Latife Tekin kendisini ekososyalistlere, ekofeministlete ve anarşistlere yakın hissettiğini söylerken yazdığı kitaplarda da karakterleri ile, diyalogları ile iç döküşleri ile kelimeleri ile cümleleri ile de bunlari yazıyor.
Sürüklenme romanında da doğa katliamını, maden ocaklarının yaptığı tahribatı, iş makinalarının canavarimsi bir şekilde nasil canlı hayatını yok ettiğini yazmış... Yazarken o kendisine has şiirsel dili nesire yansıtmış. Yazma tarzını çok beğeniyorum, kodluyor söylemek istediğini, şiirimsi bir imgelemle veriyor mesaji...
Bir kac alıntı kitaptan
"Geleceğimiz tehlikeye girdiğinde hayat her türlü sarsıcı uyarıyı yapar bize."
"Hayatın üstüne titremeyi bilmeyenler oyalanmak sanır bunu."
"Aklın hesabı, canin telaşı bitmez, diye. Aklı azdirirsan can yorulur, küser. Aşk da korku da canın tarafında."
"Ceviz gaddardir, zeytin gecimsizdir, şeftali sünepedir./Ağaçları kötülemeyin böyle, iyi konuşun haklarinda dedim"
“Sürüklenme” okuduğum ilk Latife Tekin kitabıydı. Hasan Ali’ye olan sevgimden dolayı önermişlerdi bana. Büyülü gerçekçiliğin bir başka önemli ismiydi çünkü. Gerçi sanırım yazar kendisini tam olarak büyülü gerçekçi bir yazar olarak tanımlamıyor. Evet gerçekdışı olduğunu düşündüğünüz durumlar vardı bu eserde fakat kesinlikle gerçekçiliği daha ağır basıyor. Ben bu kitabı okurken Latife Tekin’i tanıyabilmek için pek çok röportajını izledim. Yazarları tanımak kitapları anlamak yolundaki çok önemli bir anahtardır benim için. Kesinlikle Latife Tekin’i dinledikten sonra kitaptaki ayrıntıları, bir yerlere verilen selamları daha iyi anladım. Kendisi, yoksulların ancak topluca öldükleri zaman görünür hale geldiklerini ifade edip günümüzün en önemli sorunlarından birine parmak basıyor. Yolda başlayan, isimsiz ve cinsiyetsiz, sürüklenen ve savrulan bir anlatıcının aracılığıyla sanayi bölgelerindeki, tarım alanlarındaki doğa tahribatının şiddetini ve bugün hala hızla devam eden bir yok oluşu, bir talanı dile getiriyor. Birlikte yazmaya başladığı Manves City adlı eseri ile Sürüklenme birbirlerine ayna olan kitaplar. Ara vermeden Manves City ile devam ediyorum. Latife Tekin’in yazım tarzı ve tavrının özgünlüğünü bir yana bırakırsak konunun bizler için güncelliği ve gerçekliği itibariyle de kesinlikle herkesin okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
Okumadan önce okudum yorumları biraz hak verdim okurken de ama sonu özellikle herkes çözemez zaten bağlayamaz olayları birbirlerine. Anlatırken olay örgüsü o kadar karışmış ki bittiğinde ne okudum demeniz normal. Bana kalırsa olay örgüsü bu kadar karıştırılmasa herşeyi herkes anlardı. Güzel bir kitaptı. Olayları bu kadar karıştırıp ana başlığı böyle gizlemek gerçekten etkileyici.
Bu kitabı Aşıklar Bayramı filminde avukat olan Kıvanç Tatlıtuğ un elinde görüp de alıp okumayı düşündüm. Ama tam bir hayal kırıklığı:( Yazarın okuduğum ilk kitabı ve galiba sonuncu olacak. Neyse lafın kısası vakit kaybı. Adı sürüklenme ama hiç sürüklemedi…Benden söylemesi:)
#Klasiklere devam…
Latife Tekin’in Manves City kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı. Sürüklenme takviyeciler adlı bir örgütün iş, doğa, şehir yaşamına ve insanlara yönelik yaptığı şeyleri isimsiz bir anlatıcı ve anlatıcının ilişkileri üzerinden işleyen bir kitap . İşsizlik, rant, yalnızlık ve endüstriyel hayatın girdabını çok net işliyor .
Yazar ayni zamanda #manvescity kitabını da piyasaya sürmüş. Onu da en kisa zamanda okuyacağım.
Bir yol hikayesi diyebilirim. Ismini bilmedigimiz,hatta kadın mı, erkek mi onu bile bilmediğimiz birinin ağzından aktarılan yolculuklar. Ve bu süreçte karşılaştığı, hayatına dahil ettiği kişiler, onların yaşam kaygıları, issizlikleri,yalnızlıkları, hırsları. Kalemi cok değişik bir yazar. Alti cizilesi pekçok sey var kitapta. Konuyu anlatmasindan öte, bunu yazarken yazar ne düşündü acaba dedim çoğu kez. Dedim ya ilginç bir kitap. "Geleceğimiz tehlikeye girdiğinde hayat her türlü sarsıcı uyarıyı yapar bize."
Yoksulluk, işsizlik ve doğa tahribatını odak noktası alarak bir yol hikayesi yazmış bize Latife Tekin. Okurken tam olarak sürüklendiğinizi hissedebilirsiniz. Gençlere yardım eli uzatan bir isimsiz kahramanın bir araya getirdiği gençlerin birbirine tutunması en önemli detaylar arasında. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve şiirsel diliyle tanıştırdı beni. Olay örgüsü kafaları karıştırsa da mesajlar çok açık bir şekilde kodlanmış. Olayların başlangıç ve bitiş noktası biraz karmaşık olsa da sıkıldığım söylenemez. Sadece ilk sayfalarda “neden?” sorusu kafamı çok kurcalamıştı. Anlamak için okuyanların çok net bir şekilde anlayacağını düşünüyorum.
Yazarın hüzün, yoksulluk, doğa katliamı ile işlediği ve hayal gücünün bir kere daha olağanüstü olduğunu gösteren bir eser..
İsmi bilinmeyen (kadın olduğunu düşündüğüm) anlatıcı "asistan" ın yol hikayesi.. gittiği yollarda karşılaştığı yol arkadaşları; Tamsi. Sezer,karaca ,şoför Çaredar.. kitabı okumaya başlarken önce bağlantı kurmakta zorlanılsa bile bölümler ilerledikçe her şey birbirini çok güzel tamamlıyor.. kitabın son bölümünün Manves City eserindeki karakterlere bağlanması ise muhteşemdi bence..
"Başındayız biliyorum, sonu da yok bu yolculuğun. Nöbet sırası bizdeymiş gibi geldi bana. Çünkü gördüm ki en çorak toprakta biten ayrıkotu bile bir şeyler aktarmakta kuşağına... - Tayfun Talipoğlu
Yukarıda ki metni okuyunca hatırladınız değil mi birden ;) Bir Yol Hikayesi :)
Latife Tekin uzun yıllar verdiği aradan sonra iki kitabı birden
Okuduğum ikinci kitabıydı, Manves City ve Sürüklenme resmen el ele tutuşan ama başlı başına ayrı hikayeler anlatan iki kitap aslında.
Latife Tekin’in dilinde büyülü bir şeyler var.
Bir taraftan, isimsiz bir anlatıcının gözünden bir sivil toplum örgütü gibi görünen Takviye isimli bir oluşumun hikayesini okuyoruz, diğer tarafta sürekli kaçıp giden bir Karaca, bilge ve gizemli bir arabacı, üzücü, güçlü, alışılmadık hikayeleri olan karakterle orda oraya sürükleniyoruz.
içten içe hissettiğim ama adını koyamadığım duygulara nihayet yakalandığım hissiyle okudum bazı cümleleri.
Latife Tekin okumaya devam!
• “Sahibinden kurtarılması gereken bir hikaye var ortada”
• “Sustum, ruhumdaki kamaşmayı, o nefes yanmasını sözler taşıyamaz”
• “Tüm insanlar bir araya gelip toplaşmak istiyor, bütün şehirler, kasabalar, köyler. Yolları daha da kısaltıp yaklaşmak, birleşmek istiyor, büyük ölüm şöleni için, mahşer arzusu! Hepimizde var o arzu, kıyamet arzusu!”
Büyülü ve akıcı dili olmasa!
Sürekli devrik cümle yazdığı üslubundan dolayı bir süre okumayı bırakmıştım onu. Oysa pek etkilenmiştim büyülü satırlarından, hikayelerime taşımıştım bir zamanlar. İşte yine tavsiye üzerine (duramayıp) aldığım ama anlatı düzeyinde kalan bir romanını daha okumuş bulunmaktayım.
Ruhu anarşist yazarın yine bir örgüt merkezli romanı bu. İnsanlara yardımı ve örgütlemeyi amaç edinip Takviye adını alan. Kadın anlatıcı dilinde, kayıp dakikaları geri kazanmayı öğütleyen Arabacı Çaredar, gizemli ve pazarlıkçı Misal (Davut), örgüt lideri Raşit, gurbetçi Sezer, yalnızlar Tamsi ve Karaca. Ekoloji hassasiyeti de bilinen yazarın doğa katliamı ve tahribatına bürüdüğü esrarengiz yolculuklar.
Susma sanatı Kavakiri'yi öğütleyen ve yazarın aynı anda çıkardığı #manvescity romanına da karakterleriyle bağlanan bir gizem. Yaşanabilen sürüklenmeler ve yalpalanmalar anafikri eserin. Yazarın büyülü anlatımı akıcı olmasa, basit konu ama karışık kurgulu bu eseri okumak zor olurdu doğrusu! Belki de başyapıtları #sevgiliarsızölüm ve #gecedersleri eserleri yeni başlayacaklara yeterli gelecektir...
Son zamanlarda okuduğum en kötü kitap olabilir. Bir türlü kişilere adapte olamadım ve olaylar sarmadı, anlatılmak istenen konunun derinine girilmemiş olup , en Sonunda ne okudum ben dediğim bir kitap oldu ..
Yine de latife tekin okumaya devam edeceğim...