Etkilendiğim nadir kitaplardan. Baştan aşağıya sürükleyici bir romandı diyebilirim. Ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Devrimizde adına "aşk" denilen soyut bir kavramın gerçekte içi boşaltılmış, değersizleştirilmiş, dilden dile dolandırılmış ve o şekilde aktarılmış olduğunun farkına varıldığı harika bir eser. Üstelik günümüzde de maalesef hüküm süren kadın tacizlerini de 1800'lü yıllarda yazılmış olmasına rağmen karşımıza çıktığını görüyoruz. O zamanlardan beri bazı şeyler hiç değişmemiş kadınların kötü yazgısının o zamanlardan bu zamanlara kadar değişmediğini görüyoruz. Kadınların bir mal gibi rızalarının alınmadan beylerle evlendirildiğini, değersizleştirildiklerini ve bu yüzden kimisinin canlarından olduklarını görebiliyoruz. Kitap sürpriz bir şekilde bitiyor sonlarına doğru duygulanmamak ,Fitnat ve Tal'at ile ağlamamak, acılarına şahit olamamak mümkün değil. Ve ayrıca aşk, sevgi, sadakat sözcüklerinin gerçek manalarıyla birebir yaşandığını bu kitapta gördüm diyebilirim...( Kalpsiz, sevmeyi gerçekten bilmeyen insanlara ağır gelecek bir roman olabilir :))
"Saliha Hanım, Emine Kadın, Hacıbaba ve Ayşe Kadın'ın bu olayı işittikleri zaman ne hale geldiği; Saliha Hanım'ı ağlaya ağlaya iki gözünün kör olduğu; Emine Kadın'ın bu acıya dayanamayıp bir hafta içinde üzüntüden vefat ettiği ayrıntılarıyla anlatılacak olsa, sanırım gönüller dayanmaz.
Hem de bu kitabın ismi "Felaketname" değil ki... "
diye sonlandırılıyor fakat yaşananlar birer felaket...
