Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tahrir Vazifeleri 3

İsmet Özel

En Eski Tahrir Vazifeleri 3 Gönderileri

En Eski Tahrir Vazifeleri 3 kitaplarını, en eski Tahrir Vazifeleri 3 sözleri ve alıntılarını, en eski Tahrir Vazifeleri 3 yazarlarını, en eski Tahrir Vazifeleri 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnşallah..
Dünyaya çalım atacağız. Bu demektir ki bizi tuzağına düşürmek isteyen dünyaya bir tuzak kuracağız..
Sayfa 29
...bizler bile "gönül mekân"ını anlamada yetersiz kaldık.
Sayfa 22 - Epub-pdf
Reklam
Emmanuel Levinas, gündelik mantığımıza ters gelen, hayatımızı yağmaladıkları kadar güçlerini artıran zorbaların bizi hapsetmek istedikleri nesneleşme duvarlarını yıkan bir anlayışla giriyor konuya: "Başkasıyla karşılaşmanın en iyi tarzı" diyor "Onun gözlerinin rengini bile farketmemektir"
Dünya hayatına sevgi ile bağlanmak ve dünyadan nefret etmek bu içinde bulunulan ortamın olunabilecek yegane ortam kabul edildiğine işarettir. İçinde ölüm korkusunu şiddetle duyanlar, hayattan nefreti de aynı şiddetle içlerinde taşırlar.
Bilim, kainat mektubunun bilmediğimiz bir yabancı dilde yazıldığını varsayarak, mektubu ancak küçük bir azınlığın anlaşacağı bir insan diline tercüme etti. Felsefe, kainat mektubunda anlaşılmayan hususun konuya ilişkin olduğunu kabullenerek, mektuptan anlaşılabilir bir başka konu çıkarma girişiminde bulundu. Sanat ise, kainatın insanüstü üslubunun ulaşılmazlığını görerek, anlaşılmaya değer bir farklı insanî üslup ortaya koydu. Böylece bilim bir dil kurdu, Felsefe bir konu ortaya attı, Sanat biçim geliştirdi. İşin aslının zahiri, bâtınla irtibatlı kılmak suretiyle bilinebileceğini saliklerine gösteren yüzyıllar, binyıllar boyunca yalnızca din oldu..
Modern yaşama biçiminin etkinlik ve yaygınlık kazanışı din merkezli dünya ve dünyaların insan hayatından adım adım uzaklaştırılarak yerine, gerek tabiatın ve gerekse toplumun soyutlamalar aracılığıyla kavranıldığı dünya ve dünyaların konulması suretiyle gerçekleştirildiği için modern yaşama biçimine duyulan tepkiler (bu arada dinden yana olanların tepkileri de) andığımız soyutlamalar ödünç alınarak dışavurulabilmiştir. Dolayısıyla modern dünyada ve modern düşüncede varoluş, yerini ancak geri planda ki bir mesele olarak koruyabilmiştir. Varoluşun ön plana geçmediği şartlarda, dine bağlı bir hayat merkeze alınamayacağı gibiz her türlü dini eğilim de, din karşıtı biçimlerinin birer olgu maddesi durumuna düşecektir. Günümüzde yaşanan buna benzer bir durumdur.
Reklam
Hiçbir zihni dolayım "neden hiçbir şey olmayabileceği halde bir şey var" sorusuna mantık sınırları içinde cevap bulamaz. Cevabın bulunuşu insanın varoluş eksenine kendini dahil etmesi ile mümkündür. Böyle bir duhuliye "yok"tan var çıktığını bilerek, yani "yok"luğun varoluş şartı olduğunu anlayarak gerçekleşir. Demek ki varoluş, var olanların desteği ile veya onların yedeklemeleri ile yaşanmaz, bilakis yokluk hakkındaki bilinç, varoluş sürecinin ayrılmaz tamamlayıcısıdır. Bu yüzdendir ki dine bağlı hayat insan için geçerliliğini tabiata ve tarihe borçlu değildir.
Hayranlık, aynı zamanda insan oluşla "oluş" arasındaki akrabalığa bir açıklama getirir. Bu açıklamanın insanda yer tutması aşk suretiyle olur.
Zira aşk..sevenin "yokluğu" göze alarak varoluşa yönelmesinden başka bir şey değildir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.