Düşünün, adam zekât paralarını çalmak ve Rus fahişeleriyle âlem yapıp şahsına gemi almak iddiasıyla yargılanmak istenirken, Erdoğan uzun süre böyle bir yargılama olmasın diye soruşturma iznini vermemiştir.
Bunun ulvi ambalajı ya da kılıfı ise şudur:
Onlara göre kendileri Allah'ın askerleridir. Dolayısıyla onlar açıktan çalsalar ve zulüm yapsalar bile bu mubah ve daha ötesi ibadet, hatta cihattır.
Şaşıracaksınız ama bu bakış pek çok İslamcı cemaatte egemendir.
Bedrettin Dalan'ın Tansu Hanım için bana söyledikleri aklıma geldi:
Sabahattin bu kadına Amentü'yü ben anlattım, Kulhüvallahü'yü ben öğrettim. Hiçbir şeyden haberi yok...
Bu İslamcı kesimlerden kime sorsanız onlar Allah'ın askerleridirler. Dolayısıyla harp zamanında hile yapmak onlar için mubah, çalmak ise ganimettir. Harp zamanı ise laik devlet yıkılana kadar devam eder.
Yıl:1994
Cumhurbaşkanı Demirel,Başbakan Çiller, Başbakan Yardımcısı Karayalçın toplu olarak Hakkari'ye gidiyor ve bizde onları takip ediyoruz.
Program bitip dönüşe geçildikten bir süre sonra hemen ön koltuğumuzda yan yana oturan Demirel-Çiller-Karayalçın üçlüsünden Çiller'in kafasını uçağın camına doğru uzatarak,''Aaa Sayın Karayalçın,Akdeniz'in üstüne geldik''dediğini işittik...Çiller'in her söylediğine kayıtsız- şartsız evet dediği bilinen Murat Karayalçın mest olmuş bir edayla''Evet Tansu Hanım,Akdeniz üzerinde uçuyoruz'' karşılığını verdi...Tam o anda evrak okuyan Demirel istifini hiç bozmadan ve kafasını kaldırmadan aynen şu sözü etti:''Orası Akdeniz değil Keban Barajı...Akdeniz'in bu güzergâhta ne iş var?''
Çiller ve Karayalçın mahcup bir şekilde sustular...
Düşünün, adam zekât paralarını çalmak ve Rus fahişeleriyle âlem yapıp şahsına gemi almak iddiasıyla yargılanmak istenirken, Erdoğan uzun süre böyle bir yargılama olmasın diye soruşturma iznini vermemiştir.
Bunun ulvi ambalajı ya da kılıfı ise şudur : Onlara göre kendileri Allah'ın askerleridir. Dolayısıyla onlar açıktan çalsalar ve zulüm yapsalar bile bu mubah ve daha ötesi ibadet, hatta cihattır.
Şaşıracaksınız ama bu bakış pek çok İslamcı cemaatte egemendir.
Enver Ören baktı ki İhlas Holding elinden gidiyor, ağlayarak Cumhurbaşkanı Demirel'in kapısına dayandı.
Demirel hemen MİT'i devreye soktu ve yapılan bir MİT operasyonuyla Kâmil Tekin enterne edildi ki bu operasyona dair bilgi ve ayrıntıları bana anlatan isim Demirel'in danışmanı Mehmet Ali Bayar'dır.
Kâmil Tekin bu operasyon sürecinde yakın çevresi aracılığıyla, elinde olan Enver Ören'in özel yaşamıyla ilgili kasetlerin bir bölümünü bazı medya organlarına gönderdi.
Pek çok ünlü sanatçının bulunduğu bu cariye kasetlerini Enver Ören medyadan milyon dolarlar ödeyerek geri topladı ki işte bu para İhlas Finans mudilerinin parasıydı.