Hesenê Metê bir sürgün yazarıdır.
Sürgünlüğü henüz çocukken başlamıştır. Ve yazdıklarına bakınca da, bu sürgünlüğün bütün izlerini, darbelerini, acılarını, kederlerini görmek mümkün. Fakat sürgünlüğü bir tür keder olarak yaşamıyor. Sürgünlüğün bütün kederini, bütün ızdıraplarını, bütün sancılarını çok ince bir mizahın altına gizliyor. Mizahı bir tür keder gibi kullanıyor. Mizah diline vuruyor, öylesine ki, an geliyor, o kahramanların haline sadece gülüyorsunuz. Aslında müthişbir ironidir. Dalga geçmiyor, komikleştirmiyor, sizin de onlarla dalga geçmenize izin vermiyor, onları tanıdıkça bıyık altından gülüyoruz, yüzümüze tatlı bir tebessüm yayılıyor...