Tarih boyunca onları, Tanrı, melek, dünya dışı varlık, uzaylı veya ruhsal varlık olarak adlandırmış olsak da, insanoğlundan daha çok, gelişmiş varlıklardan etkilendiğimiz açıkça ortadadır. Kanıtlara göre onlar dinleri, genleri, teknolojiyi ve kültürleri şekillendirmiştir. Aslında modern medeniyetin sürükleyici gücü, onların müdahalesine bağlı olarak ortaya çıkar. zorlanan insan dışı tüm bilinç türlerinin analizi, yazarın bahsettiği soysal bir kategori olan Gelişmiş Varlıkları (GV'leri) gözler önüne serer. Kutsal metinler, mitler, efsaneler ve çağdaş raporlar, bu tür varlıkların doğal kainata uygunluğunu ortaya koyar ve ilahi varlıklar, göksel ziyaretçiler, koruyucular, yükselen öğretmenler ve diğer gezegen veya boyutlardan olanları kapsamına dahil eder.
Pleiades ve Yehova kaynaklarından veya diğer bir açıdan tarihsel, arkeolojik ve bilimsel kanıtlar doğrultusunda, yolumuz boyunca onlardan yardım aldığımız açıkça ortadadır.
Bilim adamları, dini liderler ve devletler bu konuyu göz ardı etseler ya da reddetseler de, tür olarak kimliğimiz ve psikolojik sağlığımız dengededir. İnsan bilincinin kontrolü için verilen gizli mücadelenin merkezinde, bu tür ilişkilerin nasıl ele alınması gerektiği yatar.
Von Ward, kurumların bu konuyu neden sorgulamak istemediğini çarpıcı bir şekilde açıklıyor. Binlerce kişi her gün Tanrıyla veya diğer GV'lerle iletişim halinde olduğunu iddia etmesine rağmen, bazı insanların bu konuyu göz ardı etmeye nasıl koşullandığına ya da deneyimlerinin önemli bir kısmını nasıl reddettiğine dikkatleri çekiyor.
