Tanrıları Nasıl Yarattık

Abdullah Rıza Ergüven

Tanrıları Nasıl Yarattık Posts

You can find Tanrıları Nasıl Yarattık books, Tanrıları Nasıl Yarattık quotes and quotes, Tanrıları Nasıl Yarattık authors, Tanrıları Nasıl Yarattık reviews and reviews on 1000Kitap.
Halikarnas Balıkçısı, “Anadolu Efsaneleri” adlı yapıtında; din üzerine konuşmadan durumu en güzel biçimde açıklıyor:“...Kserkes’in, Çanakkale Boğazı üzerine kurduğu köprüyü yıkan fırtınanın üç gün üç gece sürdüğünü, ama falcıların de­niz perileri Nereid’lere kestirdikleri kurbanlarla rüzgârların durduğunu yazıyordu...”Herodot, bu doğa olayını günümüzden 24000 yıl önce şöyle açıklayıverdi: “Bana kalırsa rüzgâr kendiliğinden durdu...”
1950’den bu yana: kişisel çıkarlarını Türkiye’nin üstünde tutan kimliksiz, çı­karına düşkün politikacılar Türkiye’yi uçuruma sürüklediler...
Reklam
soru sordu diye mi :D
Bir bilimci oluşum üzerinde konuş­tuğu zaman, dinleyiciler evrendeki özdeğin nereden geldiğini so­rar. Bu soruya, Tanrı’dan geldiği yanıtı verilirse, o zaman da Tanrı, dünyayı yaratmadan önce ne yapıyordu sorusuyla karşılaşan Agustinus (İÖ 354-430), soruyu soranın gözlerine bakarak, “Tan­rı göğü ve yeri yaratmadan önce, böyle soru soranlar için Cehennem ’i yarattı” demiş...
Gene 2500 yıl önce Demokrit de, gerçekleri çevresindeki bağ­nazların yüzlerine çarpıyordu: “...Ay’ a Tanrı gözüyle bakılıyor. Şaşarım aklınıza. Ay’daki lekeler mi? Bunlar yüksek dağların gölgeleri, derin koyaklar­dır. Bir gün gelecek Ay’ın çiçek bozuğu, çopur yüzü anlaşıla­cak...”
Yağmur gökten yağar, şimşek gökte çakar, gökgürültüsü gökten yere doğru yayılır. Ay göktedir, güneş göktedir, yıldızlar göktedir... Gökyüzü­nü bir uçtan öbür uca kuşatan gökkuşağı (Samanyolu) göktedir... Öyle ya imgetanrı neden gökte olmasın? Öyle ya, yazıklı ilkel in­san ölüm ve doğa yıkımları karşısında onmasız kalarak başını göğe çevirip “beni yaratan göktedir” demesin de ne yapsın? Din sözcü­leri, umutları göğe bağlı bu yazıklı yığınları avlıyorlar. Avlamak ne demek; düşlemleriyle kurguladıkları tanrıyla dostluk etmiş gibi bol keseden atarak “tanrının yardımı sizinle olur” gibilerden “beda­va” bağışlarda bulunuyorlar.
Şöyle yalvarılar da yapılır tanrılar (Thonga, Güney Afrika)a: Siz yararsızsınız, siz tanrılar! Bize kaygı verirsiniz ancak. Size sunular veririz, işitmiyor musunuz? Soyulup soğana çevrildik Sunu (kurban) taşına gelin de yiyin, bölüşün öküzümüzü...
Reklam
Yüksek tanrı Mbamba için yapılan bir yağmur yalvarışı: Mbamba! Yağmur vermedin bize, yağmur yağdır da ölmeyelim! Kıtlıktan kurtar bizi Sen bizim babamızsın, biz çocuğunuz, Ve sen yarattın bizi neden istiyorsun ölmemizi? Mısır, muz ve bakla ver bize Sen verdin bacağımızı koşmak için kollarımızı çalışmak için Yağmur ver bize, ürünlerimizi toplayalım.
Japon ahlâkı, özellikle Samurais XVII. yüzyılda Bushido’da özetlenir “Savaşan atlının yolu”. Bunun amacı, kendine egemen olmak, görev inancı, ölüm korku­sunu yenme. Bushido, şunu di­yor: “Ölüme efendinle git”. Bü­tün böylesi öğütler sonucu, kişisel onur lekesiyle; erkekler hara­ kiri, kadınlar da jigai yaparak kendilerini öldürürler.
Eski çağlarda mezarlarda insan kurban edilirdi, ölene hizmet etsin di­ye... İS 297 günlü bir Çin yazısına göre; Yamatolu Kraliçe Pimiko ölünce, kendisiyle birlikte mezarına yüzü aşkın erkek ve kadın hizmetçi verildi. Kraliçe Pimiko’ya ölümünden sonraki yaşamında hizmet etsin diye yüzü aşkın erkek ve kadın da onunla birlikte öl­dürüldü. Ne için? İmgetanrılar uğruna, daha doğrusu Kraliçe Pimiko uğruna!
233 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.