Hume, din ya da Tanrı tasavvurunun, insanın tutku ve düşüncelerinden hareketle oluşturulduğunu ifade etmektedir. O, dinsel inançların kökenini insanların doğal olaylar hakkındaki cahilliğine ve insan zihnini harekete geçiren kesintisiz umutlara ve korkulara dayandırmaktadır.