İslam Üzerine Düşünceler

Tanrı'yı Hatırlamak

Gai Eaton

Tanrı'yı Hatırlamak Posts

You can find Tanrı'yı Hatırlamak books, Tanrı'yı Hatırlamak quotes and quotes, Tanrı'yı Hatırlamak authors, Tanrı'yı Hatırlamak reviews and reviews on 1000Kitap.
Tanrı, bizim zihin süreçlerimizi yöneten yasalara uymak zorunda değildir. Modern bilimin oluşturduğu duvarları delen ender bilim adamlarından Danimarkalı fizikçi Niels Bohr'e atfedilen şu cümle,bu noktada büyük önem taşımaktadır: "Yüzeysel bir hakikat, yanlış olanın zıttını doğrulamaktır; tam hakikat ise tersi de tam doğru olan şeyi dogrulamaktır". İşte hepsi bu. Zihinlerimiz öyle şekillendirilmiş ki zıtlıklara tahammül gösteremiyoruz.
(...) Eskimiş yaşlanmış ve hiçbir mantığa dayanmayan bir düzen fertlere hatırı sayılır derecede Hürriyet sağlayan boşluklarla doludur; ütopyaya dayanan yeni bir düzende ise gevşekliğe ve başıboşluğa asla yer yoktur.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
"İnsanlar layık oldukları gibi yönetilirler" (...) Çünkü gerçekte devlet ancak vatandaşlar görevlerinde başarısız oldukları ve sorumluluklarını ihmal ettikleri zaman devreye girer ortada basit bir denklem vardır toplumu oluşturan fertlerin her bir küçük ihmali,devletin eninde sonunda suistimale yol açacak olan gücünde mukabil bir artışa sebep olur. Eğer vatandaşlar kendi aralarında düzeni sağlayamıyorlarsa o zaman düzen dışarıdan empoze edilir eğer kendilerini fakirin kollanması noktasında sorumlu görmüyorlarsa görev "otoritelere"düşer. Otoritelerin yönetimi çok daha etkili ve eşit olacaktır belki de ama çok değerli bir şey de bu arada kaybolacaktır. İnsanlar isimlerden ziyade sayılarla ifade edilen şeylere dönüşmüşlerdir artık.
Sayfa 110Kitabı okudu
Bir müslüman'dan beklenen şey,sadece Kendi ayıplarını gizlemesi değildir Müslüman kişi aynı zamanda bir komşusunun veya tanıdığının ayıbını da ifşa etmemekle yükümlüdür; o kişinin iyi birisini olmadığını düşünse dahi suçu ile ilgili kesin bir kanıt olmadığı sürece onun hakkında iyi zan beslemelidir Kur'an kötü anılmaya ve itibar zedelenmesine sebep olduğu için "zanda bulunmayı" kötü görür.
Toplumu yönlendiren kanun ve kuralların ancak vahye ve sünnete dayandıkları zaman bağlayıcı olduğu prensipi bugün de geçerliliğini korumaktadır. İslam anlayışında kişi kendi kendinin hakimi olamayacağı gibi kendi adına hüküm de veremez çünkü bu şekilde hareket ettiği zaman ancak "nefsine"uymuş olur. Ve -devamlı değişen- halkın görüşü kanunu belirlemeye başladığında sürekli bir düzenden bahsetmek mümkün olmaz "Eğer hak onların kötü arzu ve isteklerini uysaydı mutlaka gökler ve yer ile bunlar da bunlar bozulur giderdi"[23/71] diye buyrulur Kur'an'da
Sayfa 101Kitabı okudu
Çok iyi
(...) Hemen aklına Hz. Peygamberin sünnetini okurken rastladığı bir Hadis'e denk gelir bir gün bir şahıs Peygamberimizin yanına gelip yeni fethedilmiş bölgenin yönetimine talip olduğunu söylemiş Peygamber de ona şöyle karşılık vermiş: "bizzat kendin talepte bulunduğuna göre bu işe Ehil birisi olamazsın".
Reklam
İnsanlar aslında inançları doğrultusunda binalar inşa ederler ve diktikleri bu binaların biçimi onların dünya görüşünü ve insanın bu dünya görüşündeki yerinin ne olduğunu açıkça ortaya koyar. Modern mimari de sekülerleşme ideolojisini ve bazen de nihilist ideolojiyi ifade eder Ve destekler eğer günümüzde yapılan binalardan birisi dile gelip konuşsaydı muhtemelen şunları söylerdi: "Ben sadece fiziki ihtiyaçlarını gidermek için bu dünyaya gelmiş iki ayaklı bir hayvan içi yapılmış deliğim. Ona öldüğünde ebediyen ölü kalacağını ve arta kalan bir avuç dolusu külününde bir daha bulmamak üzere rüzgarla savrulacağını hatırlatırım".
Mânâ
(...) Biz bu hayatta "perdelerin"ortasına yerleştirilmişken onlar,arkalarında gizli kalan ve gözümüzün alamayacağı kadar parlak ve daha büyük gerçeklikleri yansıtan bildiğimiz tek gerçekliktir. Dolayısıyla asıl dikkat etmemiz gereken konu onların maddi yapılarından çok,manaları olmalıdır. Bir saatin mekanizmasını bilmenin pratik değeri olabilir ama saatin asıl amacı zamanı bildirmektir.
Fransız düşünür Jacques Ellul, eskiden insanın,kutsalı en derin manada, tabiata en yakın olduğu anlarda tecrübe ettiğini ileri sürer. Tabiat bize uzak ve tamamen "yabancı" bir şey haline geldiğinde din dediğimiz şeyi -veya kozmosun birliğine şahitlik eden büyük efsaneleri- tam anlamıyla kavramamız neredeyse imkansızdır. .... Şehirde yaşayan insanların tüm tecrübeleri kent teknolojisinin suni dünyasında sınırlı olduğundan, sahip oldukları kutsallık bilinci zamanla eriyip gider.
Eğer modern Batı medeniyetinin bir hedefi varsa bu ancak " çoğunluğun azami mutluluğu" olabilir. Halbuki insan duygularının akıl ve mantıkla hiçbir ilgisi yoktur asla mutlu olmamaları beklenen şartlarda yaşayanlar genellikle hallerinden memnunken mutlu olmak için en fazla sebebi olan insanlar hayatta en mutsuz olanlardır Amerikan rüyasının temel prensibi olan mutluluğu yakalama arzusu iyi bir ideal gibi görünebilir fakat ne yazık ki bu cılız irade tüm hedefleri ıskalamaktadır. Biz kovaladıkça daha hızlı koşmakta ve asla bulmayı ummadığımız köşelerde ortaya çıkmaktadır.
397 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.