Küçük Tarascon kentinde yaşayan Tartarin, serüven ve aslan avı aşkıyla yanıp tutuşmaktadır. Ama evinden hiç ayrılmamış Tartarin için Afrika çok uzak bir diyardır. Gözü pek avcı sonunda yola çıkmaya karar verir. Acaba çölde vahşi bir aslanı pusuya düşürmeyi başaracak mıdır?
Başkalarını kandırdığı kadar kendisini de kandıran, saf, gülünç ama bir o kadar da ilgi çekici bir roman kahramanıdır Tartarin. Alphonse Daudet, onun kişiliği çevresinde muziplik ve canlılık dolu küçük bir taşra dünyası yaratmış; böylelikle, karikatüre yakın gülünç bir güney folklorunun doğmasına katkıda bulunmuştur.
Bazı kitapları okuduktan sonra insanın içinde o kitap hakkında bir yazma isteği olmayabiliyor. Bu bana daha çok onlardan ne beklediğimi gayet iyi bildiğim tür romanlarında olmakla birlikte edebî romanlarda da aynı duyguyu yaşayabiliyorum. Özellikle de eser “büyük” bir roman ise…
Bunu yaşamamda sanırım benim yapacağım herhagi bir çıkarımın eserin
Pastoral fransız coğrafyasına ait monet in tablolarının kokusunu renklerini duyumsayacağınız nasrettin hoca don kişot karışımı kendine münhasır bir karakterin yaşam biçiminin anlatımı.
Tarascon’da bir Atlas Arslan’ı! Görülmüş şey değildi bu. Bu nedenle, Arslan yürekli şapka avcıları nasıl da gururla bakıyorlardı birbirlerine, erkeklik simgesi yüzleri nasıl ışıldıyordu.