Tarih Üzerine kitaplarını, Tarih Üzerine sözleri ve alıntılarını, Tarih Üzerine yazarlarını, Tarih Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Teknik ve ilimde gelişme, iyi ile kötüyü birbirine
karıştırıyor. Lüks ve rahatlık, az da olsa, fiziki
ve ahlâkî direncimizi azaltıyor. Bir yerden baş-,
ka bir yere gitmek için elimizdeki vasıtaları oldukça
geliştirmiş olmamıza rağmen, bazılarımız bundan
sadece cinayet gibi âdı maksatlar için istifade ediyor.
Bü da vasıtalarımızın hızını yüzlerce defa arttırdığımız
halde, atalarımız olan maymunların sadece
ayağı panitül'omlu tanınılan olduğumuzu gösteriyor.
Tııbta bulunan yeni ilâçlar ve tedavi metotlarının
yan etkileri fazla olmadığı takdirde hepimizi
memnun ödiyor. Bu arada, hekimlerin mikroplara ve
hastalıklara karşı verdikleri mücadeleye hayran olmamaları
elde değil. Tababetin insan ömrünü dert,
maluliyet ve hastalık getirmeden uzattığı (!) zaman
memnun oluyoruz. Çağımızda, dünyanın her
tarafından, eskisinden yüzlerce defa daha fazla bilgi
alıyoruz. Buna rağmen dedelerimizin hayatına
baz an gıpta ile> bakıyoruz. Günümüzde işçilerin ve
orta tabakanın hayat standardı oldukça yükselmesine
rağmen, buna paralel olarak gelişen, büyük
şehirlerin gecekondularla dolmasını, maalesef önleyemiyoruz.
Platon «Devlet»inde, Socrates’in ağzından, Atina
demokrasisini, başıbozukluk, kültürel sefâl’et ye
ahlâki seviyesizlikle suçluyordu. «Tedbirli ve ölçülü
davranışı, erkekliğe yakıştıramadıklarından her
yerde tenkit ediyor ve şiddetin adını kahramanlık,
başı bozukluğunkini hürriyet, ısrafınkini bonkörlük
ve edepsizliğinkini de erkeklik koymuşlardı. Babalar,
çocuklarıyla eşitmiş gibi muamele görmeye alışmış
olup yetişkin evlâtlarından çekiniyorlardı. Hocalar
talebelerinden korkuyor onları hoş tutmağa çalışıyordu.
Talebelerin ise öğretmenlere hiç hürmeti
kalmamıştı. Yaşlılar gençlerden korkmaya başlamışlardı
ve başlarına bir belâ gelmesin diye onların
keyiflerine göre hareket ediyorlardı. Bu arada
kadın—erkek eşitliğine değinmeyi bile lüzumsuz görüyorum.
Karakterler tümden iflas etmiş olup ast,
üst’e itaat etmiyordu. Millet ne yazılı kanunu ne de
âdet ve an’aneyi tanıyordu. Bütün bunlar ise diktatörlüğe
müsait bir zemin hazırlamaktaydı.