Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihin Cinsiyeti

Fatmagül Berktay

Tarihin Cinsiyeti Gönderileri

Tarihin Cinsiyeti kitaplarını, Tarihin Cinsiyeti sözleri ve alıntılarını, Tarihin Cinsiyeti yazarlarını, Tarihin Cinsiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...Kadınların benlik duygusu, başkalarının varlığına ilişkin derin bir farkındalık bağlamında oluşmaktadır."
Sayfa 172 - S. S. FriedmanKitabı okuyor
"...özne yalnızca dilin bir sonucu olduğundan bir benlik keşfetme, yakalama ya da geri getirme iddiası da yoktur."
Sayfa 169 - BarthesKitabı okuyor
Reklam
"benliğe ilişkin bilinç, hakikatin doğum yeridir."
Sayfa 161 - HegelKitabı okuyor
"Türk'ün cevherini baskı altında tutarak rüşdünü engelleyen 'heyula', Osmanlı" ["mazi"deki Baba] artık olmadığına göre, "yeni adam" Devlete, "yeni kadın" da "yeni adam"a bağlılıkla yükümlüdür."
Sayfa 155 - Tanıl BoraKitabı okuyor
Kadının yeri konu­sundaki ataerkil anlayışların değişmediği bir toplumda, kadınların statü kazanmaları esas olarak evliliğe bağlıydı ve koşullar,bu daha genç kuşak kadınların evlilik olasılıklarının azalması sonucunu veri­yordu.
Ortaçağ Avrupası:
1500'lerde Avrupa'yı sarmış olan belirsizlik, kargaşa ve çalkantı ortamında, yerleşik düzeni sürdürmenin bütün bildik araçları iflas et­miş durumdaydı. Din reformcuları Katolik inancını sarsıyor, Protes­tan tarikatları Papa'nın otoritesinden, tespih çekme gibi en sıradan pratiklere kadar her şeyi sorguluyor; taşbaskı resimler ise, bu kuşku ve saldırıları, her yana en sıradan insanın bile anlayacağı biçimde ya­yıyordu. Almanya, Fransa ve İskoçya'da prensler arasındaki dinsel görünümlü iktidar kavgaları, bir prensin iktidardan düşüp yerini he­men bir yenisinin almasına, buna bağlı olarak da bir inancın yerine bir diğerinin geçmesine yol açıyor ve sonuçta tüm prenslere ve inançlara karşı kuşku duyulmasına varıyordu. Ekonomi alanında, yerel pazarların ve ticaretin yerini adım adım hanedanların koruma­sı altındaki büyük ticaret merkezlerinin ve tekellerin alması, kentler­deki eski egemen kesimin dayanağı olan ekonomik zemini yok et­mekteydi.
Reklam
12. yüzyılda Arap kültürüyle ilişkiye geçilmesi, simya ve astroloji gibi alanlara yeni bir ilgi duyulmasına yol açtı. Bunlara "do­ğal büyü" deniyordu ve artık köylülerin batıl inançları olarak kü­çümsenmeleri mümkün değildi. Ama bunun ötesinde, Kilise'nin res­mi tutumunun değişmesine asıl yol açan, sapkın akımlara karşı mü­cadele ihtiyacı oldu.
Christine De Plan
"Hiçbir günah kadınınki kadar büyük değildir diyorlar ama, kadınlar adam öldürmezler, kentleri yakıp yıkmazlar, halkı ezmezler, toprakları yağmalamazlar, kundakçılık yapmazlar, sahte sözleşmeler düzenlemezler. Kadınlar şefkatli, nazik, yardımsever, alçakgönüllü, sağduyulu varlıklardır."
Bilinen tarih boyunca "kadın" erkeğin "öteki"si olarak kurgulanmış ve bağımsız öznelliği inkâr edilmiştir.
"...ataerkil ideoloji kadını "kendinde şey" (en soi) olarak içkinlikle (immanence), maddeyle, bedenle, doğayla; erkeği ise "kendisi için şey" (pour soi) olarak aşkınlıkla (transcendence), bilinçle, ruhla, uygarlıkla özdeşleştirerek tarif etmekte ve böylece erkeğin "özne"liğini güvence altına almaktadır."
Reklam
19. ve 20. yüzyıldaki mücadeleleriyle kadınlar için eşit haklar elde edilmesinde önemli rol oynayan liberal feministler, bir yandan libe­ral teorinin güçlü ve değerli yanlarına sahip çıkarken, bir yandan da liberalizmin, bütün bireylerin toplumda aynı derecede eşit olduğunu savunan ve dolayısıyla somut toplumsal-ekonomik-cinsel eşitsizlik­lerin üzerinin örtülmesine hizmet eden "eşitsizlikçi" karakterini açı­ğa çıkarmaya çalıştılar. Liberal feminizmin esas hedefi, kadınların "kamusal" alana girmesini önleyen ve onları eve hapseden yasaları ve uygulamaları ortadan kaldırmak oldu.
Eduardo Galeano
İtaatsizliği cezalandırmak ve özgürlüğü disiplin altına almak için, aile geleneği, kadınları aşağılayan, çocuklara yalan söylemeyi öğreten ve korku hastalığını yayan bir terör kültürünü sürdürmektedir. İnsan haklarının evde başlaması gerekir.
İngiliz kocalar 1970 yılına dek, karılarıyla zina yaptığı sabit olan erkeklerden tazminat isteme hakkına sahiptiler; aynı hak, kadınlara tanınmamıştı. Bu nokta, yani zina karşılığında kocanın tazminat isteme hakkı, kadının kocanın mülkiyeti altında görülmesinin bir uzantısıdır. Zaten İngiltere'de kadınlar, 19. yüzyıl ortalarında bile, başka birçok yerde olduğu gibi, babalarının ve koca­larının mülkü sayılıyorlardı ve 1882'ye dek mülk edinme ve işletme hakkından yoksundular.
Liberal geleneğin en iyi temsilcilerinden biri olan John Stuart Mill, "Doğal olmayanın yalnızca alışılmış olmayan anlamına geldiği, alışılmış olan her şeyin de doğal gözüktüğü bir gerçektir. Kadınların erkeklere bağımlı olması evrensel bir gelenek olunca da, bu gelenekten herhangi bir uzaklaşmanın doğaya aykırı gibi gözük­mesinden daha doğal bir şey olamaz" derken özel/kamusal alan ay­rımının cinsiyetçi niteliğinin "doğa"ya gönderme yapılarak meşru­laştırılmasına karşı çıkmaktaydı.
18. Yy. önemli kadın düşünürü ve ilk feministlerden Mary Wollstonecraft:
Eğer modern dünya zorbalıktan arındırılacaksa yalnızca, "kralların ilahi hakları"na değil, "kocaların ilahi hakları"na da karşı çıkmak ge­rektiğini söylüyordu
638 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.