Tarihin İzinde
İlber OrtaylıLow Rated Tarihin İzinde Reviews
You can find Low Rated Tarihin İzinde quotes, low rated Tarihin İzinde book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
7.9Out of 10
Uzun bir süredir tarih ile ilgili kitapları okumaya ara vermiştim. Çünkü piyasada dolaşan taraflı yazarların kitapları, insanları bir gruba ait olmak zorunda hissettiriyor ve bu ister istemez sizi yıpratıyor. Fakat içten içe artan tarih merakıma artık bir dur diyemeyince tekrar bir İlber Ortaylı kitabı okumaya karar verdim. Çünkü İlber Ortaylı ne kadar çok kıymeti bilinmese de gerçek anlamda günümüzün bir entelektüelidir. Günümüzde çoğu kargaşanın nedeni hoşgörüsüzlükten kaynaklanıyor. Hoşgörüsüzlüğün temelinde ise dünyaya at gözlükleriyle bakmamız yatıyor. Halbuki İlber Ortaylı geniş bir bakış açısıyla tarihi objektif olarak değerlendiriyor ve yıkıcı bir dil yerine daha çok yapıcı bir dil kullanıyor. Bu da tarihten nefret etmenizi değil daha merakla okumanıza teşvik ediyor. Tarihin İzinde kitabının cep boyunu sipariş ettim çünkü cep boy kitaplarını taşımasını ve okumasını daha çok seviyorum ayrıca ekonomik olmaları da ayrı bir avantaj. Kitap aslında iki temel kısımdan oluşuyor: Söyleşiler ve Makaleler. Söyleşiler başlığı altında 13 bölüm, Makaleler başlığı altında ise 8 bölüm mevcut. İlber Ortaylı’nın farklı zamanlarda yayınlanan demeçlerinden oluşan söyleşileri ve makaleleri bir kitapta toplanmış. Bu bölümlerin her biri çok farklı konulardan oluştuğu için beni cezp etti. Geniş bir konu aralığından okuma yapmak, belli bir döneme odaklanmış kitaplara göre bana daha çok çekici geliyor. Bu nedenle kitabı severek bitirdim. Bölüm bölüm oluşması ve uzun süredir tartışılagelen konulara parmak basması, geniş bir okuyucu kitlesine hitap edeceğini düşünüyorum.
İlber Hoca'nın eşliğinde çabucak geçecek bir serüven gibi oldukça keyifli, aydınlatıcı ve esprili üslubunu yansıtan ustalıkla yöneltilmiş sorulara verilmiş cevaplar. Röportajlar oldukça bilgilendirici. Bu özel röportajların toparlanması tarih ve siyaset severler için iyi bir kaynak kitap olmuş.
"Bu çok önemlidir...."
.
Öncelikle çok kolay okunan bir kitap. Röportaj şeklinde olduğu için bir çırpıda okuyorsunuz. İlber Ortaylının üslubuna da aşina iseniz okumaktan ziyade o konuşuyor siz dinliyorsunuz gibi geliyor.
İçeriği ise muhtelif. Özelikle şu konu üzerinde durmuş demek zor. 3 büyük dinin birbirine bakış açısı, Osmanlı son dönemi bir tık daha öne çıkıyor konular içinde ama bu bariz bir fark değil. Çeşitli tavsiyeler, çeşitli sorulara yorumlar. Okumadığımıza dair tenkit, Türklerin tarih algısı üzerine eleştiriler...
İlber hocanın eline sağlık akıcı bir kitap, genel bilgi için okunabilir.
Etimoloji İçerikli Youtube Sayfamıza Göz Atmak İçin ↓
youtube.com/channel/UCf5PEm...
İlber Ortaylı
İlber hocanın makalelerinden derlenen bir kitap olarak biraz beklenenin altında kaldı. Içerik olarak biraz yalın, tarih yazımı konusu üzerine olan bir kaç makalesi dikkat çekici.
Yepyeni bir İlber Ortaylı kitabıyla bu yılın -nihayet- son ayına girmiş bulunmaktayız. Aralık ayı benim için çok önemli. Eğer Allah nasip ederse, verilen yasaklar, gidilmeyen izinler derken son gün bile olsa bu yıl aileme kavuşma ümidi var. Bu yüzden de aralık ayı benim için hem bir kavuşma hem de bu berbat yılın (Allah aratmasın) nihayeti anlamına geliyor. O yüzden bu ay önemli ve bir o kadar önemli bir kişilik İlber Ortaylı kitabıyla bu ayımıza giriş yaptık.
Tarihin İzinde eseri, 13 bölümlük ‘Söyleşi’ ve 8 bölümlük ‘Makale’ derlemesinden oluşan ve sohbet havasında devam eden bir eser olduğundan, okuyucuyu sıkmıyor. İlber Ortaylı kendi kitabında kendi öz eleştirisini de vermekten çekinmiyor. Her yazım o kadar ilgi çekici değil, sıkıcı yazılarımda var diyor ama buna mecbur olunduğunu da eklemeden duramıyor. Tarihi bir şekilde göz önüne almak gerektiğini vurgulaması ise oldukça yerinde ve aynı fikirdeyim.
Çok güzel bir cümlesi vardı kitapta, alıntı olarak ekleyecektim sonra vazgeçtim, incelemeye eklemek istedim. Tarih her ne kadar sıkıcı dursa da öğrenmenin severek veya sevmeyerek de olsa gerekli olduğunu anlatan bir söz aslında bu. Söylüyorum: “Ağacın köküne su dökmeden meyve almak mümkün değilse, tarihi bilmeden de geleceğe adım atmak mümkün değildir.” şeklinde bir cümle kurulmuştu. Buna da katılmaktan kendimi alamıyorum.
Şimdi biraz kafamız dağılsın. Sürekli tarih, tarih, tarih biraz insanın zihnini yoracak cinsten. O yüzden İskender Pala okumayı düşünüyorum. Bakalım. Hepimize mutlu sabahlar, iyi bir gün dilerim. Esen kalın efendim..