Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksâ

Kolektif

Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksâ Posts

You can find Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksâ books, Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksâ quotes and quotes, Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksâ authors, Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksâ reviews and reviews on 1000Kitap.
Milli Bayramların Önemi ve TİKA'nın Üstlendiği Büyük Rol
Filistin halkı için son derece önemli olan Nebi Musa festivali, İngiliz manda yönetimi döneminde milli bilinci diri tutma adına önemli bir görev icra etmiştir. 1920 yılı Nebi Musa festivali, Filistinli Araplar ve bölgede yaşayan Yahudiler arasında iki taraftan da ölümlerin yaşandığı küçük çaplı çatışmalara sahne olmuştur. 1967'deki İsrail'in işgalinin ardından festivale sınırlamalar gelmiştir. Günümüzde Filistin halkı nazarında Nebi Musa festivali'nin unutulmaya yüz tuttuğunu söylemek yanlış olmaz... Türkiye Cumhuriyeti'nin Nebi Musa Makamı Külliyesine maddi ve manevi destekte bulunduğu burada dile getirilmelidir. 2014 yılında TİKA aracılığıyla söz konusu külliyenin restorasyonu gerçekleştirildiği gibi burada düzenlenen Nebi Musa festivali'ne son yıllarda TİKA sponsor olmaktadır.
Günümüzde Harem-ül Halil, Filistinli Araplar ve Yahudiler tarafından ortak kullanılmaktadır. 1980'de Yahudi idaresine geçen haremin büyük bir kısmı Müslümanlara, belli bölümleri Yahudilere ayrılmıştır. İshak'ın ve Rebeka'nın türbelerinin bulunduğu mescit bölümü ise ibadet etmeleri için senede 10 gün tümüyle Yahudilere tahsis edilmektedir. Harem-ül Halil İsrail'in yerleşim politikaları sonucunda her an içi topluluk arasında bir gerilimin odağı durumundadır. 1994'te bir Yahudi fanatiğin, sabah namazı sırasında giriştiği ve onlarca Müslümanın ölümüyle sonuçlanan kanlı eylem bunun en açık göstergesidir.
Reklam
Bizans döneminde Yahudilerin Makpela'da (Haremü'l Halil) ibadet etmesine izin verilmiştir. Hristiyanlar bir kapıdan, Yahudiler bir kapıdan giriyor, mumlar yakıp diğer ritüellerini gerçekleştiriyorlardı. Müslümanlar bölgeyi fethettiğinde Makpela'nın idaresini Yahudilere verdiler. 11. Yüzyılda alanın resmi sorumlusu "dünyanın babalarının hadimi" sıfatını taşıyordu. Her gün burada kendileri ve cemaat lideri için dua etmek Hebron'lu Yahudiler için bir alışkanlıktı.
Hz. İbrahim ve Ailesinin Kabirlerinin Bulunduğu Alan
İslam hakimiyeti ile birlikte artık "Haremü'l - Halil" olarak anılan ziyaretgaha ve mescide Eyyubiler, Memlükler ve Osmanlılar tarafından birçok ekleme ve tezyinat yapılmıştır. "Haremü'l - Halil", Osmanlı döneminde özenle korunmuş, 1. Ahmet ve 2. Abdülhamid devirlerinde ciddi tamiratlar geçirmiştir.
Maruz Kaldıklarına Maruz Bırakıyorlar
Yahudiler tarafından başlatılan ayaklanma sonrasında milattan önce 70 yılında Titus hem şehri hem de mabedi (süleyman mabedi) yıkarak yakmıştır. Hadrianus Dönemin' de de Kudüs'ün putperest bir Roma şehri yapılması amacıyla yapılan çalışmalara karşı Yahudiler yeniden ayaklanmışlar, sert bir şekilde bastırılan ayaklanma sonrasında Yahudilere Kudüs'e giriş yasağı konulmuştur. Şehrin adı "Colonia Aelia Capitolina" olarak değiştirilmiş, tamamen yıkılmış olan Mabed'in yerine de Hadrianus tarafından Jüpiter'e ithaf edilen bir tapınak yaptırılmıştır. Bu dönemden sonra dünyaya dağılan Yahudiler için mabetten geriye kalan Batı duvarı (ağlama duvarı), yüzyıllar boyu milli ve dini duyguları ayakta tutan bir unsur olmuştur.
Yahudi Tarihinde Kudüs
Yahudilerin parlak Krallık dönemleri olan bir zaman diliminde Hz. Davud'un başkent yapması ile önem kazanmaya başlayan Kudüs, oğlu Süleyman zamanında aynı önemini sürdürmüş, pahalı ve zevkli 7 yıllık bir çalışmadan sonra Sion tepesine muhteşem bir mabed inşa edilerek kutsal emanetlerin bulunduğu Ahid sandığı buraya nakledilmesiyle kutsal olarakta bir anlam kazanmıştır.
Reklam