Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1

Kadir Mısıroğlu

By Number of Pages Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1 Quotes

You can find By Number Of Pages Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1 quotes, by number of pages Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri 1 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Tecellî-i ilâhiyenin -mü'minlere teveccühü itibariyle- celâlden cemale doğru hızla dönmekte olduğu bir mevsimde bulunduğundan dolayı -her gün- biraz daha gelişmekte olan münâkale (ulaşım) ve muhâbere (haberleşme) imkânları sebebiyle dehşet verici bir çapa ulaşan bugünkü tahrif hareketlerinden kâmil bir netice hâsıl olması mümkün değildir. Zira murâd-ı ilâhîye ters düşmenin neticesi, -her ahvâlde- mutlak bir hüsrandır. Murad-ı ilâhî ise, beşerî irâdelerin üstünde olup her şeyle birlikte İslâm'ı tahrif maksadı güdenleri de ihâta hâlindedir. Bu sebeple murad-ı ilâhîye mugâyir olarak her ne tedbir alınırsa alınsın, o tedbirin karşısına daha büyük bir mânia çıkacaktır. Zira esbâba tevessül ile vâkî olan bütün faaliyetlerden, ancak onların murad-ı ilâhîye tevâfuku nispetinde bir netice elde edilebilir. Beşerî faaliyetler sonucu olan "bereket" veya "bereketsizlik"in temel sâiki budur. Zira bu âlemde esbâbın gerçekleşmesi, "murad-ı ilâhî"ye tâbîdir.
Bir oluşun, sapıklık ve azgınlıkta had safhaya intikali, onun sona yaklaştığına kat'i bir delildir.
Reklam
Hz. Rasûlullâh'ın Vahiy Kâtipleri:
. İmam Kastallânî'nin muhalled (klâsik) eseri Mevâhibü'l-Ledünniyye'de yirmi beşi şöyle sıralanmış ve haklarında kısa kısa bilgiler verilmiştir. Bunlar: 1) Hz. Ebû Bekir,  2) Hz. Ömer 3) Hz. Osman 4) Hz. Ali 5) Hz. Talha bin Ubeydullah 6) Hz. Zübeyr bin Avvâm 7) Hz. Sa'd bin Ebî Vakkas 8) Hz. Amir bin Füheyl 9) Hz. Abdullah
ABDULLAH İBN-İ SEBE VE KAYNATTIĞI FİTNE KAZANI
İslamî kaynaklarda birbirine yakın olarak İbn-i Seba, İbn-i Vehb b. Seba, İbnü’s- Sevda, İbn-i Sebe el- Himyerî ilh. gibi çeşitli adlarla anılan Abdullah İbn-i Sebe’nin Taberî’ye göre, annesi siyahi olan Yemenli bir yahudidir. Hz. Osman zamanında, İslamiyeti güya kabul etmiştir.Tuhaftır ki zâhiren müslüman olur olmaz birtakım sapık fikirleri İslamiyeti henüz hakkıyla öğrenememiş olan bir kısım saf ve cahil kimseler arasında yaymaya başlamıştır.
İbn-i Sebe'de Hulûl Meselesi.
Bu hususta değerli âlim merhum Ahmed Hamdi Akseki şöyle söylüyor: "İbni Sebe durmadı, maksadına doğru yürüdü. Hazreti Ali'ye, evlat ve ahfadına uluhiyetin bir cüzü hulûl edeceğini ilan etti. Hatta İbni Sebe'nin cemaatinden bazıları Hazreti Ali'nin yüzüne karşı "Sen Allah'sın!" dediler. İş büyüdü. Hazreti Ali bunların ateşte yakılmalarını emretti ve cesetlerini yaktırdı. Lakin İbni Sebe bundan da istifade etmenin yolunu buldu: "Artık şimdi iyice tahakkuk etti ki, sen Allah'sın. Çünkü ateşle azap etmek ancak Allah'a mahsustur. Allah olmasaydın ateşle azap etmezdin." dedi.
ABDULLAH İBN-İ SEBE VE KAYNATTIĞI FİTNE KAZANI
İbn-i Sebe’nin kurduğu batıl mezhebe “Sebiyye” denildiği gibi “Rafizilik” de denilir.Bu kelime, Arapça “ayrılmak” veya “terk etmek” manasına gelen “rafz”dan türetilmiştir. İşte İbn-i Sebe, Rafiziliği bu üç esas üzerine (ricat,vasilik ve hulul) kuruyor ve Müslümanları parçalamak, akidelerini bozmak için köy köy dolaşıyor, Âl-i Beyt’e hassaten Hz. Ali’ye aşırı derecede bir muhabbeti bir akide-i diniyye haline getiriyor, bunun aleyhine söz söylemenin dinden çıkmakla bir olduğunu telkin ediyordu.
Reklam
çok sanatsal bir küfür.
. Rafızilerden bazıları "Hazret-i Ali'nin katili olan İbni Mülcem, Lahut'un (Allah'ın) ruhunu ceset zulmetinden kurtardığından ötürü dünyanın en hayırlı insanıdır" demişler...
Hazret-i Ömer
. Gerçekten servetin, eninde sonunda mutlaka sefahati getireceğini hesap eden bu büyük insanın, bilhassa İran'ın fethinden sonra Medine'ye binlerce devenin sırtında taşınan ganimet yığınlarını görünce: "Ah, ne olurdu, İran ile bizim aramızda ateşten bir dağ olsaydı da, biz oralara varmasaydık!" dediği rivayet olunmuştur.
İlginç adam. Haklı olan Hz. Muâviye'ydi diyor.
Hz. Ali'nin, Hz. Peygamberin amcazadesi ve damadı olmak meziyetleri yanında, Hz. Muâviye sadece bir müddet vahiy katipliği yapmış olan bir kimsedir. Bu iki İslam büyüğü arasındaki ihtilafı bir şahsiyetler mukayesesi suretinde değerlendirmek yanlıştır. Zira onlar arasındaki ihtilaf ictihat farkından doğmuş olduğu cihetle her zaman büyük olanın görüşünün doğru olacağını iddia etmek akıl, hikmet ve maslahata aykırıdır. Bir insan ne kadar büyük olursa olsun hatadan salim olamaz.
Ömer Nasuhi Bilmen, İbni Haldun'a atfen Hz. Muaviye'nin de Hulefa-i Raşidîn'in adadına (adetlerine) dahil olduğunu hak görüyor ve o İbni Haldun "Haşalillah ki, o kendisinden sonra gelenlere benzesin. O, Hulefa-i Raşidindendir." diyor.
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.