Tarihten Sayfalar

Muzaffer Taşyürek

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Evlad-ı Fatihan
Nerde o yiğitler ki, gür Süsleri ülkeyi bürür, "Yürü" dese dağlar yürür "Dur" dese, kalpler dururdu.
Sayfa 104 - Eşik yayınlarıKitabı okudu
Fatih Sultan Mehmet Han
30 Mart 1432'de Edirne'de dünyaya geldi. 13 yaşında ilk taht tecrübesi edinmiş, 16 yaşında II. Kosova zaferinde mücahid bir şehzade ve cephe komutanı. 19 yaşında genç bir padişah. 21 yaşında "Fâtih" unvanını kazanmış, peygamber (s.a.v) hadisinde bahsettiği büyük komutan, tarihçilerin "Sultanü'l-Guzâti ve-l Mücâhidîn" (gazilerin ve mücahidlerin sultanı) ve "Hakanü'l-Berreyn ve'l-Bahreyn" (karaların ve denizlerin hakanı) diye andığı II. Mehmed, matematik, felsefe ve mühendislikte âlim. Balistik, mekanik ve dinamik dallarında kaşif. Devlet yönetiminde "kanunnâme" sahibi. Edebiyatta "Avnî" müstear ismiyle şair... Arapça, Farsça, yunanca, Latince, Sırpça, İtalyanca, İbranice ile Uygur-Çağatay lehçelerini bilen, mütefekkir, devlet adamı ve kumandan. Doğu'nun ve Batı'nın hükümdarı.
Sayfa 114 - Eşik yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnanç Özgürlüğü Denilen Kavram (batı)
Tarih 24 Ağustos 1572. Fransa'nın başşehrinde çanlar gece 12 vururken, tepeden tırnağa silahlı insanlar ellerinde meşalelerle Protestan mezhebi mensuplarının evlerini ateşe vermeye başlarlar. Evleri yanan insanlar uyku sersemligi ile kadın-erkek, yaşlı-çocuk dışarı fırladıklarında ise, kendilerini kılıçların altında bulurlar. Bağnaz Katolikler yakaladıkları insanların kafalarını kesip gözlerini oyarlar. Aynı vahşet sadece Paris'te değil, diğer şehirlerde de işlenir. Sonuçta sadece mezhepleri farklı olduğu bir gecede 40.000 insan katledilmiştir.
Sayfa 153 - Eşik yayınlarıKitabı okudu
Önce Manevi Fetih
Ve "feth-i mübin" gerçekleştiğinde, 21 yaşındaki büyük serdar şehre girerken, sağ ve solunda Molla Gürânî, Molla Hüsrev, Akşamseddin ve Akbıyık sultanlar da vardı. Padişaha çiçek sunmak için yollara düşen Bizans kızları, hükümdarın bir delikanlı olduğunu bilmeden ellerindeki çiçekleri ak sakallı ihtiyara uzattiklarında o, "Padişah ben değilim!" Diye yanındaki genç serdarı gösteriyordu. Lakin Fâtih fevkâlâde ince bir üslupla, "Verin, verin!.. Padişah benim ama o benim hocamdır" diyerek tebessüm ediyordu.
Sayfa 125 - Eşik yayınlarıKitabı okudu
Osmanlı Padişahları
Kendilerine Hâkimü'l-Haremeyn diye hitap edenleri susturup, "Hayır, biz Hâdimü'l-Haremeyniz yani Kudüs ve Kâbe'nin hâkimi değil, hizmetçisiyiz!" demişler ve öyle kalmışlardı.
Sayfa 143 - Eşik yayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.