Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik

Ferit Aydın

Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik Posts

You can find Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik books, Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik quotes and quotes, Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik authors, Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik reviews and reviews on 1000Kitap.
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kitap alanında yazılmış en değerli ve istisna bir kitap. Tasavvuf denilen mistik akımın içinde barındırdığı şirk rituellerini, Nakşibendiliğin şirk dini olduğunu ilmi bir açıdan okuyucularına anlatıyor. Kitabı okuyunca yazarın ilim adamı olduğuna şahitlik ediyorsunuz.
Tarikatta Rabıta ve Nakşibendilik
Tarikatta Rabıta ve NakşibendilikFerit Aydın · Ma'ruf Yayınevi · 201725 okunma
Çünkü Nakşibendilik esasen bütün gücünü kendine bağladığı insanın iç dünyasını tamamıyla fethetmekten almaktadır. Bu tarikatta mürid, şeyhinin kulu ve kölesi olmaktan da öte bütün irade ve benliğinden sıyrılmış, şeyhine kayıtsız şartsız teslim olmuş bir alet gibidir(*). O kadar ki mürid kendini, şeyhinin yalnızca bir bendesi, bir hizmetçisi gibi değil, onun bir köpeği gibi görmektedir(**). İşte rabıta, özgür ve akıllı bir insanı ne ilginçtir ki bu derekeye düşürebilen şartlandırıcı bir etkiye sahiptir. (*) Esasen tarikatın kesin şartlarından biri de bunu peşin olarak kabuk etmek ve böyle olmaktır. Nitekim Nakşibendilere ait tarikat kitaplarında, müridin şeyhine karşı uymak zorunda olduğu kurallar sıralanırken, sonun da hepsinin özeti olarak aynen şu ifade kullanılmaktadır: " Müridin şeyhe karşı tutumu, ölmüş kimsenin, teneşir üzerinde yıkayıcının elleri arasındaki durumu gibi olmalıdır." Bk.Gümüşhanevi,', Jami'ul-Usul, s. 140; El-Kurdi, ...., Risale-i Ubeydiyye-i Nakşibendiyye s.3, Üniversite Kütüphanesi No.77258 (**)Bk. Muhammed Emin Abidin, Sel'lul- Husam el- Hindi fi Nusra'ti Mawlana Khalid an- Naqshabandi s. 37
Reklam
... Nakşibendilerin, bu iki örnekten başka ( Maide suresi 35- Tevbe suresi 119) , daha birçok ayet ve hadisleri rabıtaya hangi ilgiyle kanıt gösterdiklerini anlamak, gerçekten de mümkün değildir. Çünkü bir insanın, 1. Bulunduğu mekanı karartarak, 2. Özel "teverruk" oturuşu ile hareketsiz oturarak, 3. Nefesini kontrol altına alarak, 4. Şeyhinin şeklini zihninde canlandırarak ve "onun ruhaniyetinden yardım dileyerek" ibadet yapması gerektiğine ilişkin, bu ayet ve hadislerin hiçbirinde en gizli anlam bile yoktur. Bu ise çok şaşırtıcı bir meseledir.
... Çünkü kör taklit saplantısı içindeki insanlarla tartışmak kolay değil, bazen mümkün bile değildir ve çünkü kör taklidin hiçbir stratejisi yoktur. Taklitçi kişi tutucudur ve bir amaca, körü körüne baş koymuş insan tipidir.
Eğer bu gerçeğin (rabıta) fazla irdelenmesiyle İslam alimlerinin dikkati rabıta üzerine çekilir ve Kur'ani anlayış doğrultusunda kesin hükümler verilirse bu kez tarikat yoluyla İslam'a sızdırılmış daha birçok yabancı sembol ve merasimlerin de ayıklanması için yol açılmış olacak, bu ise tarikatın iflasını hazırlayacaktır.