Bir Yörük adamının kurduğu köyde Molla Murat ile başlayıp torununun torunu ile nihayetlenen birbirine bağlı hikayelerden oluşuyor kitap. Geçmiş zaman güzellemesi yapmak istemiyorum ama aşktan para meselesine, toprağa bakış açısından aile içi ilişkilere kadar değişim hep negatif yönde olmuş.
Mustafa Kutlu çok naif bir yazar, tartışmalı tarihi enstantaneleri hikayelerinde kullanışı nazikçe, ufacık bir paragrafta tabii ki kendi tarafını belirterek iki taraflı sunuyor. Tarih kısmında devam okuması yaptıracak nitelikte. Konuyu bilip önerileri olan varsa açığım:)
Kitap sonuçlanmıyor, zaten 'Bırak bazı şeyler bilinmez kalsın, faili meçhul olsun, onu da kendini çok bilmiş sanan okuyucu bulsun.' diyor Mustafa Kutlu. Çok da merak edilecek bir şey yok aslında.
Kriz, film kelimeleri kıriz, filim olarak kullanılıyor kitapta, sanırım yazarın tarzı bu şekilde. Bazı yazarların bu çabasını anlayamıyorum ben.