Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim

Ahmet Turan Alkan

Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim Sözleri ve Alıntıları

Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim sözleri ve alıntılarını, Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim kitap alıntılarını, Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Efendimiz" Sairin, kesfi nefis; diyor ki: Muhammed (s.a.s.) beserdir; ama her beser gibi degil; taslar arasinda yakut ne ise oyledir." "Efendimiz" (*)in beser tarafini kesfetmek ve anlamak, onun vasitasiyla ve ondan sadir olan haberleri dogru degerlendirmek icin sart. Kendine has tabiriyle "Ene mislikum
Sayfa 73 - Timaş 1.baskı
Ya Râb, ne eksilirdi deryâ- yı İzzetinden / Ya dehre gelmeseydim, ya aklım olmasaydı
Sayfa 119 - Timaş Yayınları 1.baskı
Reklam
Bilgi Eksikliği Üstelik bilgi eksikliğimiz, artan bilgi miktarına rağmen katlanarak derinleşirken bilginin bilgisizliği ile (ki cehalet buna derler) malul bulunmak pek ümit kırıcı. Cehaletin de galiba en azgın derecesi dünya nimetiyle mağruren körleşmek.
Sayfa 89 - Timaş 1.baskı
Genclik gunlerinde her sey ne kadar berrak, ne kadar kolay anlasilir ve ne kadar basitti; ise nereden baslanmasi gerektigini hepimiz gayet net biliyorduk; her sey cok kolaylikla tasnif edilebilir gorunuyordu; kendimizden emindik, tereddut denilen seyi tanimiyor, her turlu supheden azade bulunuyorduk. Omrumun zihni tereddutlerle golgelenmemis genclik eyyamini hatirladikca buruk bir tebessumun kuytuluklarina saklaniyorum; yetersiz beslenme eseri olsa da nesildaslarimla ayni "zihin selameti" icinde zihnen tasasiz ve berrak gecirilmis gunleri "hasretle" degil, "hasetle" yad ediyorum. Hasret degil, cunku o cinsten bir zihin selameti artik cazib gorunmuyor; "haset", cunku insan tabiatinda konformizme, zahmetsizlige ve kolay elde edilen seylere karsi tabii bir meyil var: "Haset o rinde ki asudedir simdi mezarinda" misrainda tarif edilen bir zahmetsizlik arayisi bu. "Hic kimsenin bu dunyada yoktur selameti / illa hayal-i yar musellem gelir gider" 
Sayfa 46 - Timaş 1.baskı
Duru Türkçe Sokak dilinin imlâya ihtiyacı yok. Senelerce "Halkımızın konuştuğu tertemiz dil, caanım türküler, mâniler... Saray, Arapça kırması ile tekellüm ederken halkımız dağ başlarında pınar suları gibi berrak bir Türkçe konuşuyordu." edebiyatının vahşi terörüne muhatap kaldık. Klasik Türkçeyi berhavâ uğruna azı çoğa, keyfiliği kaideye, azlığı çokluğa ve kibiri ihtişâma tercih ettik. Bugün okumuşuyla câhiliyle, mekteplisi ve ümmîsiyle bu kadar çok insanın "imlâsız"lıkla nasıl idâre edebildiğinin bir anlamı yok mu? İmlâ ve gramer, lisânın hukuku; lisan, muhakemenin ve hattâ varlığın zemini. Varlık! Olmasak da olur mu; peki var mıyız?
Sayfa 27 - Timaş 1.baskı
Türkçemiz :( Sayenizde çarşılarımız sığır çobanlarının kasabalarına döndü, dil vadisine doludizgin girip bir hamlede Moğolistan'a vasıl olmak diliyordunuz; ama kader sizi Amerikan "country"sine düşürdü; bu hesapta yoktu belki ama neticede "Türkçe olmasın da tek İngilizceyle de idare ederiz" diye düşünmüş olmalısınız ki fazla debelenmeden zilleti kabul ediverdiniz. "İhtimal" kelimesine genetik bir hınçla saldırırken "possible" ile iktifaa mecbur kaldınız, bu arada "olasılık" da yetim kaldı. Bugünün İngilizcesine gösterdiğiniz "tolerance"ı ana diliniz Türkçeye fazla gördünüz. Şimdi Number One radyosu dinleyip cheeseburger'inizi dişlerken, fast food işine yatırım yapıp, rent a car firmasından kiraladığınız wagoon jeeple medya plazaların önünden geçerken, jogging yaparken, five o'clock tea'nizi, expressonuzu höpürdetirken, body shaper'le karın yağlarını eritirken genişlettiğiniz bu "mankurt" çığırının vaktiyle "ve" kelimesinden huylandığı için yazılarında "ve" bağlacı kullanmamakla öğünen dehşet tiplerinin açtığını bilemezdiniz.
Sayfa 23 - Timaş 1.baskı
Reklam
Kemal Tahir merhumun romanının ve lisanının kilit kelimelerinden biri "yılgınlık" tı; bugün yaşasaydı herhalde Türkiye nin gündemini tıkayan "siyasi kriz" i yorumlamayı reddeder, gayri insani bulur, zekasına hakaret telakki ederdi. Ortega Y Gasset, "İnsanın tabiatı yoktur, tarihi vardır" demişti; biz,tabiatla tarih arasında cismini kaybetmiş gölgelerin mahkumuyuz; milleti terörize edenler kendi korkularıyla yüzleşmek yerine nahak(haksız) yere ödlekliklerine meşruiyet kılıfı arıyorlar; yerleri tarihin kayıtları değil çöplüğüdür.
Anayasalarımızda altmış küsür yıldır ifade edilen "laik devlet" kavramının başına gelenlere bakınız; bu ülkede laikliği en fazla ve sistematik olarak haleldar (bozulmuş) eden güç bizatihi devletin ta kendisidir; isbatı meydanda; devlet ,dinin işine karışmasından hazzetmez ama bir yönetim avadanlığı olarak dini daima kontrolü altında bulundurmak isteğinden asla vazgeçmez. "Hukuk devleti" olmak, devletin iddiasıdır ama pratikte karşılaştığımız olgu bir "kanun devleti"dir.
Yoğurdum Kara Polemik kelimesinin gunumuzde yuklendigi mânâ, dogruya erismek icin hasbî ve samimî bir cehd olmaktan coktan cikti; polemik, "ben yanilmis olamam, sen yanlis biliyorsun, dersini vereyim de gor" icgudusunun sig sularinda nefsi sekerlemeye yatirmasi gibi iptidâi bir mânâ yukune mahkûm oldu. Polemik, taassuba kibar bir elbise giydirdi. Inat, ilmî mahfillerde bile itibar goren bir dâvetli. Cehâletin oyle dereceleri var ki ancak ihtisasla kesbetmek mumkun olabiliyor.
Sayfa 91 - Timaş 1.baskı
23.5 Derecenin Şiiri Niyetim işte böyleydi; ağaçların yaprağını döktüğü zaman bile nasıl güzel kalabildiğinden, çıplak dallardaki ışık-gölge lekelerinin nasıl ahenkli görünebildiğinden, güz yağmurlarının ürperterek kendine getirdiği toprağın güç fark edilir neş'esinden dem vuracak, sözü, kuzu yününden örülmüş kazakların yumuşaklığına, serin akşam saatlerinde tutuşturulan odun sobalarının çevresinde kesifleşen küçük saadetlere kadar sürükleyecektim. Aniden bunca şiiriyeti, yeryüzünün Güneş etrafındaki yörüngesinin 23.5 derecelik eğilmeye borçlu olduğumuzu hatırladım; bu eğrilik bizde hazan yapraklarını yelin önüne verip savururken, güney yarımküremizde kuru dallarda tomurcuk neş'esi uyandıran bir ilkbahar heyecanını doğuruyordu. Nice şiirin ekseninde 23.5 derecelik bir eğrilmenin yattığını fark etmek belki hiç şairane görünmüyor; ama şüphesiz asıl şiir 23.5 rakamında olduğu gibi "vb." kısaltmasının içinde yeknesaklaştırıverdiğimiz ayrıntılarda duruyor.
Sayfa 78 - timaş 1.baskı
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.