Newest Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı - Göbekli Tepe Quotes
You can find Newest Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı - Göbekli Tepe quotes, newest Taş Çağı Avcılarının Gizemli Kutsal Alanı - Göbekli Tepe book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Göbekli Tepe'de de Şamanların aktif olduğunu kısmen düşünebiliriz. Acaba ilginç bir şekilde insan gibi çöken, dans eden turna yaratıklar da mı bu Şamanist bağlamın içinde?
Belki de turna, aslında bir turna değil de kılık değiştirmiş bir insan. Çünkü bir süre sonra "insan dizlerine" sahip olan daha başka turna kabartmaları da keşfedildi. Bu konuya ileride yeniden değineceğiz, ancak temelde bu görüngülerin Şamanizm ile olan ilişkisini de gözden ırak tutmamak lazım.
"Taş Çağı avcılarının kutsal dağında bundan sonra yapılacak çalışmaların, dönem hakkında bilgi dağarcığımızı geliştirmekte önemli bir rol oynayacağı kesindir."
M.Ö. 11. ve 1 2 . binyıl haritalannda Yukarı Mezopotamyanın merkezi bütünüyle boştur. Ancak bu durumun sa dece araştırma tarihiyle ilgili olduğu kesin gibidir; çünkü birkaç yıl öncesine kadar da Urfa'da
Çanak Çömleksiz Neolİtik Çağ'a ait buluntu yerleri neredeyse yok gibiydi. Ancak artık, Fırat ve Dicle'nın akıntıları ve Toroslar'dan gelen
çok sayıdaki nehir koluyla kalıcı bir geçi m kaynağı için güvence su
nan, böylesine bereketli bir bölgenin Buzul Çağı'nın sonunda hiç yerleşim görmemiş olmasını düşünmek zordur.
Henüz çanak çömlek yapma, fırınlama kültür ve tekniğinden çok
uzak olunduğu bir dönemde, bütün bunların, çok farklı bölgelerde
yaşayan insanlan yakından ilgilendimıiş olması dikkat çekicidir. Göbekli Tepe'ye adım atmadan önce, M.Ö. 10. binde atalarımızın ulaştığı gelişmiş ve bileşik bir kültür basamağıyla karşı karşıya olduğumu-za kendimizi alıştırmalıyız. Bu arka planla, o zamanlar Göbekli Tepe'de neler olup bittiğini anlamak daha kolay olacaktır
Yaklaşık 12.000 yıl önce, Fırat ve Dicle Nehirleri arasında kalan bölgede, insanlık tarihinin en önemli değişimlerinden biri yaşanmaktaydı. İnsanoğlu avcı-toplayıcı bir yaşam tarzından, yerleşik hayata, çiftçi-üretici düzene geçmek üzereydi.