Bu kullanım bir defa tasavvuf ve tarîkatın en önemli insânî unsurlarından biri olan "mürîd" kavramının etimolojik yapısına uygun düşmez.
Çünkü mürîd, iradesi olan demektir.
Girit doğumlu çağdaş Yunan edebiyatı yazarlarından Nikos Kazancakis, "Zorba" adlı romanında "Tanrı senin ne yediğini sormaz ama ne yaptığını sorar" diyerek söylemden ziyâde eyleme ve ahlâka dikkat çeker.
Kur'an ve diğer kutsal metinlerde dünyada mutlu bir yaşama erme konusunda herhangi bir emir yoktur.
Ama sabırlı, merhametli, ihlâslı, dürüst, kanâatkâr, cömert olma konusunda birçok emir vardır.
"Vücudunuza bir aynada bakın, ölümlü olduğunuzu anlayacaksınız. Parmaklarınızı kaburga kemiklerinizin üzerinde bir mandoline dokunur gibi gezdirin, mezara ne kadar yakın olduğunuzu göreceksiniz........Et iskeleti, giysi ise eti örter."
Cioran
Hayatın alâmeti eşyayı hissetmektir. Ancak insanoğlu var olduğu günden beri, kendi dışındaki şeylerle sürekli bir sorun yaşamıştır.
İşte zühd/ tasavvuf, insanın kendi dışındakilerle olan bu sorunu/ ilgiyi tamamen kesmek yerine onu belli bir düzene sokmak ve disipline etmek niyetindedir.