Serinin dört kitabını da bitirdikten sonra içimde oluşan en büyük his; acıma duygusu oldu. Zira ecdadımızdan kalan hiçbir şeye layıkıyla sahip çıkamıyoruz. Kitaplar, kütüphaneler, kelimeler, duygular ve hissiyatlar... Elimizde olan arşiv belgelerinin bile tam manasıyla kıymetini bilemiyormuşuz.
Sosyal medya da birçok konuşmaları ve videoları çıkan, sözde ilim adamlarının haricinde ülkemizdeki profesörlerin isimlerini bile duymuyoruz. Hâlbuki okuduğum zaman kendisi ile röportaj yapılan kişileri araştırıyorum ve gerçekten kıymetli insanlar olduğunu görüyorum.
Okudukça, çağımızın gerçekten cehalet içerisinde çırpındığını anlıyorum.
Artık kütüphaneler eski işlevlerini yitirdiler. Bunda internetin ve televizyonun etkisi büyük. Ama hiçbir zaman kitabı elinize alıp onun kokusunu duymadıkça bu işin lezzetini alamazsınız.