Kur'an'ın Anlamı ve Tefsiri

Tefhimu'l-Kur'an - 1.Cilt (Büyük Boy)

Ebu'l A'lâ el-Mevdudi

Tefhimu'l-Kur'an - 1.Cilt (Büyük Boy) Posts

You can find Tefhimu'l-Kur'an - 1.Cilt (Büyük Boy) books, Tefhimu'l-Kur'an - 1.Cilt (Büyük Boy) quotes and quotes, Tefhimu'l-Kur'an - 1.Cilt (Büyük Boy) authors, Tefhimu'l-Kur'an - 1.Cilt (Büyük Boy) reviews and reviews on 1000Kitap.
Fatiha, kulun duası, Kur'an ise Mabud'un kuluna verdiği cevaptır. Kul, kendisine doğru yolu göstermesi için Allah'a yalvarır; Allah da duaya cevap olarak tüm Kur'an'ı onun önüne koyar ve sanki şöyle der: "İşte, benden dilediğin hidayet!"
Tam Bir Düstür Zihinde karışıklık doğuran başka bir husus da, Kur'ân'ın tam bir hayat düstûru olması konusudur. Kur'ân'ı okuyan kimse, O'nda sosyal, kültürel, politik, ekonomik vs. problemlerle ilgili ayrıntılı kanun ve düzenlemelere rastlayamaz. Bu nedenle bir kimse, Kur'ân'da kitabın kendisinin de çok önem verdiği namaz ve zekâtla bile ilgili ayrıntılı düzenlemeler olmadığını görünce şaşkınlığa düşmektedir. Sıradan bir okuyucunun, bu kitabın tam bir düstür olarak adlandırıldığını anlayamamasının nedeni işte budur. Bu yanlış anlamanın nedeni, karşı çıkan kişinin Allah'ın sadece kitap göndermekle kalmayıp, O'nun öğretilerını pratikte uygulayarak sunan bir rasûl de gönderdiği gerçeğını gözden uzak tutmasıdır. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak ıçın, bir binanın yapımını örnek olarak ele alabiliriz. Eğer sadece binanın bir planı hazırlanmış ve inşaatı yaptırıp yönetecek bir mühendis görevlendirilmemişse, ancak o zaman, tüm ayrıntılara yer verilmelidir. Fakat eğer planla birlikte inşaatı yapmak için bir de mühendis görevlendirilmişse, o zaman ayrıntılı bir plana gerek yoktur. Bu durumda, istenilen özelliklerin, ana hatlarıyla belirtildığı bir plan yeterlidir. Bu nedenle böyle bir plana eksik diyerek kusur bulmak yanlış olur. Allah, Kur'ân'la birlikte Rasûlünü (s.a.v.) de gönderdiği için Kur'ân'da sadece temel ilkeleri ve önemli direktifleri vurgulamış ve ayrıntılara yer vermemiştir.
Reklam
Fâtiha, kulun duası; Kur'ân ise, Ma'bûd'un kuluna verdiği cevaptır. Kul, kendisine doğru yolu göstermesi için Allah'a yalvarır; Allah da duaya cevap olarak, tüm Kur'ân'ı onun önüne koyar ve sanki şöyle der: "İşte, benden dilediğin hidâyet!"
Bir kimse, sadece O'nun kelimelerini okuyarak Kur'an'dakı doğruları kavrayamaz. Bunları kavrayabilmek ıçın kışının ıman ile küfür, İslâmi ile gayrı İslâmî, hak ile båtıl arasındakı çatışmada etkin bir rol al ması gerekir. Bir kimse, ancak, O'nun mesajını kabul edip, tüm insanlari bunu kabul etmeye çağırdığında ve O'nun hidayeti üzere hareket ettiğinde O'nu anlayabılır. Ancak bu şekilde kişi, Kur'ân'ın vahyedildiği dönemde olanları anlayıp tecrübe edebilir. Böyle bir kimse o dönemde, Mekke'de, Taif'te, Habeşıstan'da karşılaştığı şartların aynısıyla karşılaşıp, Bedir'de, Uhud'da, Huneyn ve Tebük'te yaşanana benzer bir ateş çemberinden geçecektir. Ebů Cehil'lerle, Ebû Leheb'lerle, ikiyüzlü münafıklarla, "Yahudilerle", kısacası Kur'ân'da bahsedilen her türlü insanla karşılaşacaktır
Bir kimse Kur'ân'ın mesajını pratiğe aktarmaksızın O'nun ruhunu tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü Kur'ân,ne kolayca okunacak bir soyut teori ve fikirler kitabıdır, ne de ancak üniversite ve manastırlarda incelenebilecek dınî bir muamma kitabıdır. O, insanları bir harekete davet etmek ve bu harekete uyanların etkinliklerini, bu amacı elde edebilmeleri içın yönlendirmek üzere gönderilmiş bir kitaptır. Bu nedenle O'nun gerçek anlamını kavrayabilmek için kişi hayatın bağrına atılmalıdır.Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi yumuşak ve sessız birinin, sessizliğinden çıkıp İslâm hareketini başlatmasının ve karşı çıkanlarla savaşmasının nedeni işte budur
Kur'ân'ın amacı, tabiat bilimlerını, tarihi, felsefeyı, başka bilimleri veya sanatı öğretmek değil, insanı Doğru Yol'a ulaştırmak olduğundan, Kur'ân bu bilimlerın konularıyla ilgilenmez. O'nun ilgilendiği tek şey gerçeği anlatmak, onunla ilgili yanlış anlamaları ortadan kaldırmak, kafalara Hakk'ı işlemek, insanları kötü davranışlarının sonucu ile uyarmak ve tüm insanlığı Doğru Yol'a davet etmektir. Aynı zamanda inançların, insanların ve toplumların amellerinin, metafizikle ilgılı tartışmaların vs. kritiğı ile de ilgilenir. Bu nedenle Kur'ân, bir şeyi, sadece kendi amaç ve hedefine uygun olduğu ölçüde anlatır, belirtir veya o şey hakkında hüküm verır. Gereksiz ve ilgısız ayrıntılar üzerinde durmaz ve sözü tekrar tekrar bütün konuların çevresinde döndüğü ana fikre, Hakk'a davete getirir. Kur'ân bu bakış açısıyla incelendiğinde, tümünün mantıklı olduğu ve tüm kitap boyunca bir konu bütünlüğünün bulunduğu görülür.
Reklam
564 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.