قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ، مَلِكِ النَّاسِ ، اِلٰهِ النَّاسِ، مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ ، اَلَّذ۪ي يُوَسْوِسُ ف۪ي صُدُورِ النَّاسِ،مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ
Ey Resûlüm! De ki: ″Ben, insanların Rabbine sığınırım.İnsanların Melik’ine, insanların İlâhına (sığınırım).Sinsice vesvese veren şeytanın şerrinden ki o, insanların kalplerine vesvese verir. O vesvese veren, gerek cinden gerek insandan olsun, hepsinden Allah’a sığınırım.″
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ، بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِ*
O, iki denizi salıvermiştir, birbirine kavuşurlar.Aralarında birbirine karışmalarına mâni olan bir perde vardır.
لَوْ اَنْزَلْنَا هٰذَا الْقُرْاٰنَ عَلٰى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ خَاشِعًا مُتَصَدِّعًا مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِ،وَتِلْكَ الْاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
Ey Resûlüm! Eğer Biz, bu Kur’ân’ı bir dağa indirseydik, Allah’ın korkusundan o dağın huşû ile boyun eğdiğini ve parça parça olduğunu görürdün. Biz, bu misalleri insanlara tefekkür etmeleri için beyan ederiz.
اِنَّٓا اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ*فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ* اِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْاَبْتَرُ*
Ey Resülüm şüphesiz ki biz sana Kevseri verdik. O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Asıl ebter(nesli kesik ) olan sana buğzedendir.
Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem Mescid-i Harâm’a Merve kapısından girip, Safâ kapısından çıktı. Çıkarken de Âs b. Vâil es-Sehmî ile karşılaştı. Âs, kureyşlilerin yanına gittiğinde ona, Ey Ebû Amr! Demin kiminle karşılaştın? diye sordular. Âs da, Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’i kastederek, ebter (nesli kesilmiş) olan kişi ile karşılaştım, dedi. Bunun üzerine Allah’u Teâlâ Kevser Sûresi’ndeki âyeti indirdi. Burada Allah’u Teâlâ Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’e, asıl ebter olan ve senin düşmanın olan Âs b. Vâil’dir. Sana gelince, Ben nerede zikredilirsem, sen de Benimle birlikte zikredileceksin. Beni zikredip de, seni zikretmeyen Cennetten bir nasibi olmayacaktır, demiş oldu.