Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın

Fatmagül Berktay

Sayfa Sayısına Göre Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ataerkilliğin yalnızca köklerinin değil, bugün hâlâ varolduğu yetmiyormuş gibi her gün durmadan yeniden üretilen kalıplarının, en azından altı bin yıldır değişmediğini görmek, insanda gerçekten umutsuzluk ve karamsarlık yaratabiliyor. Belki de bu yüzden; yani bir tür, karamsarlıkla baş etme yolu olarak, bu tezi yazıp ortaya çıkarmak istedim. Size düşman bir şey hakkında bilgi sahibi olmak, onun üzerinde belli bir güç sahibi olmuşsunuz ve onunla başedebilirmişsiniz gibi bir duyguyu da beraberinde getiriyor. Tezde, Foucault'ya dayanarak teorik bakımdan temellendirmeye çalıştığım bu savın, son derece gündelik ve sıradan bir pratiklik düzeyinde de işe yaradığını düşünüyorum. En azından, bana iyi geldi! "Umut ilkesi"ni ayakta tutmamız gerekiyor; başka çaremiz yok.
Sayfa 7 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"Umut ilkesi”ni ayakta tutmamız gerekiyor; başka çaremiz yok.
Reklam
Ataerkilliğin yalnızca köklerinin değil, bugün hâlâ varolduğu yetmiyormuş gibi her gün durmadan yeniden üretilen kalıplarının, en azından altı bin yıldır değişmediğini görmek, insanda gerçekten umutsuzluk ve karamsarlık yaratabiliyor.
Sayfa 8 - Metis Yayınları
Din olgusunu ve kadınlar ile din arasındaki ilişkiyi incelemeye giriştiğim izde ise, çözümü zor sorunlarla karşılaşıyoruz. Bir kere din, teoride ve pratikte farklı olabilir; yani farklı toplum sal ve tarihsel bağlamlarda insanlar tarafından hem algılanışı, hem de uygulanışı farklı olabilir. İkincisi, kadınlardan sanki bütünsel ve bir örnek bir kategoriymişler gibi söz etmek yanıltıcı; çünkü kadınlar aslında sınıfsal, ırksal, ulusal, etnik ve dinsel ayrımlar içinde bölünmüş olarak yaşıyorlar. Ayrıca, kadınlar, erkek-egemen toplumların sınırlamaları içinde yaşamak zorunda kalmış olsalar bile, ataerkil kültür içinde kendine özgü bir kadın kültürü yaratma ve yaşatma olanağı da her zaman varolmuş. Çünkü kadınlar, tarihin "kurban"ı oldukları kadar, onun yapımına katkıda bulunan etkin özneler durumundalar. Bu anlamda, baskı ve egemenlik yapılan aynı zam anda direnmenin de odakları ve bu gerçek, din de içinde olmak üzere, herhangi bir toplumsal/tarihsel olgunun basitleştirici ve indirgemeci yorum unu geçersiz kılıyor.
"Umut ilkesi"ni ayakta tutmamız gerekiyor; başka çaremiz yok.
Din, bir dizi simgesel biçim ve imge yaratır; bir kültürün dinsel gelenekleri, o kültürün ifade biçimleri ve anlam yaratma süreçlerinin parçasıdır. Bu nedenle, topluma ve kültüre ilişkin feminist araştırmalar, kadınların ikircikli bir ilişki içinde bulundukları din olgusunu çözümlemeye cesaret etmedikleri takdirde, eksik ve yüzeysel kalmaya mahkûmdur.
Sayfa 8 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tektanrılı dinlerin somut içeriğinde yansıyan nesnel anlamı ele alarak dini, bir baskı ve iktidar söylemi olarak çözümlemek mümkün. Ayrıca, dinsel ideolojinin incelenmesi bağlamıyla sınırlı olmak kaydıyla, "kadınlar"ı bütünsel bir kategori olarak ele almanın meşruluğunu da savunmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Çünkü dinsel metinler bize, kadınlar arasındaki ayrımları göz ardı eden ve kadınların özgün bireyselliğini tanımayan bir "kadın" kalıbı sunarlar ve dahası, bunun kabul edilebilir tek tanım olduğunu öne sürerler.
Sayfa 9 - Metis YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.