Tembellik Hakkı

Paul Lafargue

Tembellik Hakkı Sözleri ve Alıntıları

Tembellik Hakkı sözleri ve alıntılarını, Tembellik Hakkı kitap alıntılarını, Tembellik Hakkı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aristoteles’in düşü, bizim gerçeğimizdir. Nefesleri ateşten, uzuvları çelikten, yorulmak bilmez, muhteşem verimlilikteki, tükenmez makinelerimiz, kendi kutsal işlerini uysalca yerine getiriyorlar; bununla birlikte, kapitalizmin büyük filozoflarının dehası, köleliklerin en kötüsü olan ücretli çalışmanın önyargısının egemenliği altında. Makinenin insanlığın kefareti olduğunu, insanı sordidce artes'ten ve ücretli çalışmadan kurtaracak Tanrı olduğunu, ona boş vakit ve özgürlük kazandıracak Tanrı olduğunu henüz anlamış değiller.
Sayfa 61
Çalışmanın yasal olarak dayatılması, “fazla zahmetlidir, çok şiddet gerektirir ve fazla gürültü patırtı yaratır; açlık ise, tersine, yalnızca huzurlu, sessiz, bitmek bilmez bir baskı oluşturmakla kalmaz, çalışmanın ve sanayinin en doğal saikiymiş gibi, en güçlü çabaları da kışkırtır.”
Sayfa 26
Reklam
Kölelik önyargısı, Pisagor ile Aristoteles’in anlayışına egemendi,” diye yazıyorlar küçümseyici bir ifadeyle. Yine de Aristoteles öngörülüydü: “Tıpkı Daidalus’un başyapıtlarının kendiliğinden hareket etmesi gibi ya da Vulcanus’un sacayaklarının kutsal işi kendiliğinden yapması gibi, her alet hiç uyarısız ya da kendi kendine kendi işlevini yerine getirebilseydi; örneğin dokumacılar mekikleri kendiliğinden dokuyabilselerdi, atölye şefinin yardımcıya, efendinin de kölelere ihtiyacı olmazdı.”
Sayfa 61
Böyle başlıyor bu kitap
1. Felaket Bir Dogma “Tembellik edelim her konuda; sevmek, içki içmek, bir de tembellik etmek hariç.” Lessing Kapitalist uygarlığın hüküm sürdüğü ulusların işçi sınıfları tuhaf bir deliliğin esiri olmuşlar. Kederli insanlığa yüzyıllardır işkence eden bireysel ve toplumsal sefaletler de bu deliliğin peşinden geliyor. Bu delilik, çalışma aşkıdır; bireyin ve evlatlarının yaşamsal güçlerini tüketmeye dek varan çalışmanın can çekişen tutkusudur. Rahipler, iktisatçılar ve ahlakçılar ise, bu zihniyet sapmasına karşı çıkmak yerine, çalışmayı pek kutsal göstermeyi görev bildiler. Kör ve kıt zekâlı bu insanlar, kendi tanrılarından daha bilge olmak istediler; zayıf ve acınası bu insanlar, tanrılarının lanetlediği şeyi yeniden yapılandırmak istediler. Ben ki ne Hıristiyan olmayı ne de tutumlu ve ahlaklı olmayı savunuyorum, onların yargılarındansa tanrılarınınkine; onların dini, iktisadi, özgür düşünceli ahlak vaazlarındansa kapitalist toplumda çalışmanın korkunç sonuçlarına başvurmayı tercih ediyorum. Kapitalist toplumda çalışma her türlü entelektüel yozlaşmanın, organik deformasyonun nedenidir.
Günde üç saatten fazla çalışmamalı, günün geri kalanında ve geceleri tembellik etmeli, yiyip içip eğlenmelidir.
Ya çocukları? On iki saat çocuk mesaisi! Ey sefalet! Ama tüm Ahlak ve Siyasal Bilimler Akademisi'nden Jules Simonlar ve tüm Cizvit Germinysleri, çocukların akıllarını böylesine aşağılara itip daha yozlaştırıcı bir ahlaksızlık icat edemezler, içgüdülerini böylesi bir kopuşa getiremezlerdi. İşte solunamaz havasıyla çocukların organizmalarını çökerten kapitalist atölye!
Sayfa 15 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.