Tembelliği,aylakligi övmekten cok insanların yaşamaya vakit ayırması gerektiğini düşünen Paul Lafargue,vahşi kapitalizmi yer yer bazı sosyalist uygulamaları eleştirdiği objektif, nitelikli bir eser kaleme almış. Elli sayfalık bu incecik kitapta az sözle anlatılması gereken her şeyi anlatmış, eleştirilerini birbiri ardına sıralamış.
17-18 saate varan çalışma saatlerini, kapitalizmin insanı kölelestiren ,mutsuz eden ve çok çalışmasına rağmen yoksullastiran düzenini keskin zekasıyla eleştirmiş.
Aşırı üretimin sömürgeciliği beslediğini, tüketmek için savaşlara yol açtığını,burjuvazinin kirli oyunlarının bitmediğini vurgulamış.
Çalışmak iyidir,güzeldir de her şey gibi az olunca güzeldir. Mesela günde beş saatten fazla çalışil mamalı . Geriye kalan zamanı da insan kendini,çevresini,ailesini mutlu etmeye ayırmalı,kişisel zevk ve hevesleri için kullanmalı. Bu şekilde çalışınca verim artar,insan yaptığı ise dört elle,daha iyisini yapmak için sarılır.
Çalıştıkları kurumda,fabrikada mutlu olan kişilerin verimliliğinin de o ölçüde arttığı görülmüş. Ama doymak bilmez, açgözlü sistem hep daha fazlasını istediği için daha çok çalışma saatleri konusunda ısrarcı olmuş ,tüketilemeyen ürün fazlalığı için de savaşlar çıkarmış . Bu da toplumlarda genel bir umutsuzluğa,ümitsizliğe neden olmuş.
1 Eylül Dünya Barış gününde bir soluklanıp, yaptığımız işi bir kenara bırakıp çevremize,insanlara ,ve en sonunda gökyüzüne bakalım. Gerçek mutluluk ve barış doğada. Çok çalışıp az para kazanmakta değil.
Sahi en son ne zaman gökyüzüne uzun uzun baktınız?