"Uzun uzun susmak...Bildiği, bilmediği bütün sessizlikleri ardı ardına eklemek...Kelimesiz,harfsiz,kimsesiz,kendisiz düşünmek...Hatta düşünmemek.Yok olmak istiyor."
" Tasavvuf, incitmemek ve incinmemektir." denilir.İşte bu düsturun ışığı ile yaşayan bu mübarek insan, "Ben ne küfrü teftişe memurum, ne de hayrı tesbite. Herkese karşı hüsn-i zan üzere olmak, sû-i zandan uzak durmak ve gereksiz konuşmamak gerek. Ne malumo insanın beş dakika sonra bütün kötü huylarından kurtulamayacağı..." der imiş. "
" - Buyrun , hoşgeldiniz. Kusura bakmayın eski bir arkadaşımla konuşuyordum, hemen kapatamadım, diyen adamın sesi ile kendime geldim." Bunun ne kusuru olabilir ki! Bu kadarcık bir sabır ve tahammül göstermeyeceksek birbirimize ne için yaşıyoruz." demek istedim ama utandım. Arifin birine, bir dervişi yaptığı hatadan dolayı: 'Efendim kusuruma bakmayınız.' demiş de, o güzel insan: " Evladım kendi kusurlarımdan fırsat bulabilirsem bakarım." diyerek nükteli bir cevap vermiş ya..."