Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler

Yaşar Kemal

Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler Gönderileri

Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler kitaplarını, Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler sözleri ve alıntılarını, Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler yazarlarını, Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hırsız
Çakır bizim eve hiç gelmemişti. Nedendi belli değil. Bir gün kapı çalındı, şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum az daha. Çakır karşımdaydı ve başı yerdeydi. Buyur ettim, içeriye girdi. Başını hiç kaldırmıyordu. Gözleri ayaklarının ucunda ... Akşama dek kıpırdamadan oturdu. Sonra birden ayağa kalktı. "Ben bu kayığı istiyorum," dedi. "Söyle Nusret Beye, kayığı bana satsın. Orada çürüyor. İki yıldır kayık orada durup duruyor. Nusret Bey bir kere olsun kayığı denize sürmedi. Ne isterse veririm. Balık tutar, kazanır, ona veririm. İyi bilsin, borcumu öderim."
Hırsız
Çakır, kayığı denize, korka kor ka, kutsal bir varlığa dokunurcasına ürkek, sevinçli, mutluluktan taşarak ... Mahallenin tüm insanları bu mutluluğu seyre denizin kıyısına çıkmıştı. Çakır bir kuş gibi atladı kayığa, bir kuş gibi Güvercin bir anda kendisini açıkta buldu. Gittikçe soldu, yi tti, si li ndi, denizin ışığının içinde eridi. Çakır gün batarken geri döndü. Sırılsıklam olmuş titriyordu. Balıkları mavi ağa sarmıştı. Balıklar mavi ağda çırpınıyorlardı. Hemen orada, herkesin gözü önünde balıkları ikiye böldü, bir parçasını bana verdi, öbürünü de gene ağa sardı, koşarak yola düştü. Akşam Nusret Bey eve geldi:
Reklam
Hırsız
Çakır, kayığı denize, korka kor ka, kutsal bir varlığa dokunurcasına ürkek, sevinçli, mutluluktan taşarak ... Mahallenin tüm insanları bu mutluluğu seyre denizin kıyısına çıkmıştı. Çakır bir kuş gibi atladı kayığa, bir kuş gibi Güvercin bir anda kendisini açıkta buldu. Gittikçe soldu, yi tti, si li ndi, denizin ışığının içinde eridi. Çakır gün batarken geri döndü. Sırılsıklam olmuş titriyordu. Balıkları mavi ağa sarmıştı. Balıklar mavi ağda çırpınıyorlardı. Hemen orada, herkesin gözü önünde balıkları ikiye böldü, bir parçasını bana verdi, öbürünü de gene ağa sardı, koşarak yola düştü. Akşam Nusret Bey eve geldi:
Hırsız
Ben bu kayıkla balığa çıkmak istiyorum, bir seferliğine," dedi. Bunu benden istediğine bin pişman oldu. Dudaklarını kemirrneye başladı. "Yok. yok istemez," dedi. "Adamın aklına kim bilir ne gelir," dedi. "Boyadık ya, sağ olsun, o da bize yeter," dedi, yürüdü. Arkasından koştum: "Nusret beye söyleyeceğim," dedim. "Ne olacak bir seferlikten." "Yok," dedi, "söyleme. Kim bilir adarnın aklına ne gelir, kayığını boyadık diye. Boyadık ya, yeter."
Hırsız
İkide bir kendini yenemiyor, sandala bakıp bakıp: "Güzel," diyordu. "Güzel." Dudaklarını şapırdatarak. Sonra sandala naylon ipler aldı. Hem de mavi, hem de sarı, hem de başka renklerde. Bir parça da ince dokunmuş ağ serdi teknenin içine. Sonra bir çapa aldı, çok eski... Nusret Bey sandalını tanıyamadı. Söyleyince çok sevindi. Her şey bittikten sonra Çakır gene, çakır ela, kocaman gözlerini döndürerek yöremde dönmeye başladı. Bu sefer rnartılara sövrnüyordu ama, sıkıntıdan patlıyordu. En sonunda gene eski, bıçkın tavrını takındı, yıldırım gibi düştü:
Hırsız
Daha gün doğmadan boyaya başladı, öğleye bitirdi. Açık, bulut mavisine boyarnıştı. Sonra başı, kıçı cilaladı. Sonra iki üç gün çalışarak sandalın başının her iki yanına ak bir boyayla güvercin yazdı... Hiç görülmemiş, bir tuhaf bir yazıydı bu. Ama okunuyordu çok uzaktan bile. Bir de yazının altına bir güvercin resmi yaptı. Bu resme ne kadar uğraştığını hiç bilmiyorum ama, böyle bir güvercin resmini dünya dünya oldu olalı hiçbir hünerli el çizernemişti. Anlatarnam. O resmi kimse de anlatamaz. Görmeden olmaz. Güvercin sandal, bir ışık ortasında kalmış, hep birden sonsuz bir ışık pusuna bulanrnış, adı sanı duyulmadık uzak ummanlara uçuyordu. Çakır artık işi gücü bıraktı. Evi barkı bıraktı, hep sandalın yanında. Hep gözleri sevgiyle dolu, sandalda.
Reklam
125 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.