Tenin İtirafları - Cinselliğin tarihi 4

Michel Foucault

About Tenin İtirafları - Cinselliğin tarihi 4

Tenin İtirafları - Cinselliğin tarihi 4 subject, statistics, prices and more here.

About

Michel Foucault’nun iktidar, benlik ve cinsellik üzerine düşüncelerimizi ve varsayımlarımızı sonsuza dek değiştiren “Cinselliğin Tarihi” projesinin dördüncü ve son kitabı Tenin İtirafları Murat Erşen’in çevirisiyle, Oğuz Tecimen ve Eda Çaça’nın editörlüğünde, Ferda Keskin’in sunuşuyla Türkçede. Foucault Tenin İtirafları’nı aslen “Cinselliğin Tarihi”nin ikinci cildi olarak tasarlar ve 1976’da yayımladığı ilk cilt Bilme İstenci’ni bitirdikten hemen sonra yazmaya başlar. Fakat o dönemde Foucault’nun çalışmaları (bilhassa Collège de France seminerlerinin etkisiyle) öznenin hermenötiği, arzu öznesinin soybilimi ve benlik teknolojileri üzerine araştırmalarıyla kesişince projeyi yeniden düşünmeye karar verir. İlk cildin ardından geçen sekiz yılda bizzat bir kendilik çalışması süreci olarak gördüğü araştırmalarından çıkan malzemeyi yeniden şekillendirir; 1984’te, ölümünden kısa süre önce, ikinci cilt Hazların Kullanımı ve üçüncü cilt Kendilik Kaygısı art arda yayımlanır. Birinci ciltte kurduğu kendi teorik çerçevesini de eleştirdiği bir önsözle programını şöyle günceller: “Bu araştırma dizisi öngördüğümden daha geç ve tamamen başka bir biçimde yayımlanıyor. […] Hazların Kullanımı cinsel etkinliğin MÖ IV. yüzyılda klasik Yunan kültüründe filozoflar ve hekimler tarafından nasıl sorunsallaştırıldığına değiniyor. Kendilik Kaygısı bu sorunsallaştırmanın MS ilk iki yüzyılda Yunan ve Latin metinlerindeki durumunu inceliyor ve nihayet Tenin İtirafları tenle ilgili öğreti ve kilise düşüncesinin oluşumuna eğiliyor.” Aynı yılın sonbahar aylarında yayımlanması planlanan dördüncü cilt Tenin İtirafları’nı ise yayınevine teslim etmesine rağmen son düzeltmeleri yapmaya ömrü vefa etmez ve vasiyet olarak, hayattayken yayımlanan metinlerinin dışında hiçbir metninin yayımlanmasını istemediğinden bu kitap da gün yüzüne çıkmaz. Gelgelelim ölümünden otuz dört yıl sonra 2018’de, Frédéric Gros’nun editörlüğünde, “Cinselliğin Tarihi” projesini bütünleyen bu çalışma ilk defa okurlarla buluşur. Foucault Batı’daki öznellik deneyimleri arasında merkezi önem atfettiği Hıristiyani cinsellik ve hakikat söylemlerini derinlemesine incelediği Tenin İtirafları’nda 2.-5. yüzyıllar arasında Hıristiyan Kilise Babalarının felsefi ve teolojik kavramlarla oluşturduğu cinsel normlara odaklanıyor, antik dönemdeki haz ve beden anlayışından Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarındaki ten ve ruhaniyet anlayışlarına geçişlerin ve kopuşların izini sürüyor, kendinin ve başkalarının yönetiminin Hıristiyanlıkta cinsellik üzerinden nasıl sorunsallaştırıldığını gösteriyor ve burada ortaya çıkan pratiklerin ve kavramların Batı’daki cinsellik ve öznellik deneyimlerini tarihsel olarak nasıl etkilediğine işaret ediyor. Tenin İtirafları’yla tamamına eren “Cinselliğin Tarihi” projesi Foucault’nun düşüncesinde eşsiz bir uğrak olarak okunabileceği gibi, günümüz dünyasında bedenin bakımından ruhun bakımına her türlü söylemin üretildiği kişisel gelişim çılgınlığına alternatif bir yaşam kılavuzları arkeolojisi olarak da okunabilir.
Translator:
Murat Erşen
Murat Erşen
Estimated Reading Time: 11 hrs. 20 min.Page Number: 400Publication Date: October 2022Publisher: Ayrıntı Yayınları
ISBN: 9786053145967Country: TürkiyeLanguage: Türkçe
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 25.0
Erkek% 75.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Michel Foucault
Michel FoucaultYazar · 54 books
Michel Foucault Fransız düşünür, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog ve sosyolog. 15 Ekim 1926’da Poitiers'de doğdu. Babası, oğlunun kendi kariyerini takip etmesini isteyen bir cerrahtı. Foucault, Saint-Stanislas Okulunu bitirdikten sonra, saygın bir okul olan Paris’teki 4. Henry Lisesi’ne girdi. 1946’da, daha önce sınavlarında başarısız olduğu École Normale Supérieure’e kabul edilen dördüncü öğrenciydi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Poitiers, Alman ordularının işgali altında kaldı. Maurice Merleau-Ponty ile felsefe çalıştı. 1948’de felsefe diplomasını, 1950’de psikoloji diplomasını aldı ve 1952’de psikopatoloji diplomasıyla ödüllendirildi. 1950-1953 yılları arasında Fransa Komünist Partisi'nde yer almıştır. Partiye girişi Louis Althusser aracılığıyla olmuştur. Ancak Stalin'in Sovyetler Birliği'nde izlediği politikalar onu partiden soğutmuş ve bir süre sonra partiden ayrılmıştır. 1954’ten itibaren dört yıl İsveç’te Uppsala Üniversitesi’nde doktora tezini yazdı. Zamanın Uppsala Üniversitesinin pozitivist damarı Foucault'un tezini bilimsel bulmayıp kabul etmedi. Birer yıl da Varşova ve Hamburg Üniversitelerinde Fransızca öğretti. 1960’da Fransaya Clermont-Ferrand Üniversitesine felsefe bölüm başkanı olarak döndü. "Delilik ve Medeniyet" (Folie et déraison. Histoire de la folie à l'âge classique) kitabındaki teziyle doktorayla ödüllendirildi. Aynı yıl Foucault, kendinden on yaş küçük olan felsefe öğrencisi Daniel Defert’la tanıştı. Defert’ın politik aktivizmi çalışmalarında ona yol gösterdi. Foucault, Defert’la aralarındaki ilişki için çok sonraları bunun zaman zaman da aşka benzeyen uzun soluklu bir tutku ilişkisi olduğunu söyledi. Foucault’nun ikinci önemli eseri "Kelimeler ve Şeyler" (Les mots et les choses) 1966’da yayımlanan karşılaştırmalı bir ekonomi, doğa ve dil bilimleri çalışmasıydı. Çok satan bu kitap Foucault’nun adının tanınmasında büyük rol oynadı. 1966-1968 arasında Defert’la birlikte Tunus’a gitti ve birlikte tekrar Paris’e döndüler. Foucault, Vicennes’deki Paris-VIII Üniversitesi’nde Felsefe bölüm başkanı oldu, Defert da sosyoloji bölümünde ders vermeye başladı. 1968 öğrenci hareketinden oldukça etkilendiler. Aynı yıl Foucault başka aydınlarla beraber Hapishane Bilgilendirme Grubu’nu (Groupe d'information sur les prisons) kurdu. 1969’da "Bilginin Arkeolojisi"’ni (Archéologie du savoir) yayımladı. 1970’de en önemli araştırma enstitülerinden biri olan Fransa Koleji’ne Düşünce Sistemleri Tarihi profesörü olarak seçildi. 1975’te belki de en etkili kitabı olan "Hapishanenin Doğuşu"’nu (La naissance de la prison) yayımladı. Ömrünün kalan yıllarında kendini "Cinselliğin Tarihi" (Histoire de la sexualité) çalışmasına adadı. 1976’da ilk cildini yayımladı, çalışmasını tam bitirememiş olsa da ikinci ve üçüncü ciltler 1984’teki ölümünden hemen sonra yayımlandı. 1978'li yıllarda İran'da Şah karşıtı gösteriler ayyuka çıktığında Foucault, Corriere della Sera ve Le Nouvel Observateur dergilerine muhabirlik yapmış, İran'ı ziyaret etmiştir. Paris'te Ayetullah Humeyni ile görüşmüş, İran'daki muhalefet liderleri ve gösteriye katılan insanlarla mülakatlar gerçekleştirmiştir. İran'a ilişkin "Ruhsuz dünyanın ruhu" gibi yazdığı makaleler ve kullandığı "siyasi ruhanilik" kavramı ilginçtir. Bu makaleler İngilizceye çok sonradan tercüme edilmiş, özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından ilgi görmüş; siyasal İslam, İran-Batı ilişkileri bağlamında incelenen metinler olmuştur. Michel Foucault, daha çok toplumdaki daimi doğruları inceleyen bir filozoftu. Nietzsche ve Heidegger’in düşüncelerinden oldukça etkilenen Foucault, çalışmalarında çoğunlukla Karl Marx ve Sigmund Freud’un fikirleriyle mücadele etti. Hapishaneler, polis, sigorta, delilik, eşcinsellik ve sosyal haklar konularında çalıştı. Bütün çalışmalarını modernitenin bireyler üstündeki etkisi ve getirdiği yeni iktidar ilişkileri üstüne kurdu. Öte yandan Gerard Raul'a verdiği röportajda post-modernist yahut post-yapısalcı olarak tasnif edilmeyi reddettiğini söylemiştir. 25 Haziran 1984'te Paris'te yakalandığı AIDS hastalığı nedeniyle vefat etmiştir. Foucault' un felsefi yönünün anlaşılması, bir sosyal bilimler öğrencisi için aşılması ayrıcalık getirecek bir eşiktir. Foucault toplumdaki daimi doğruların oluşum sürecini modernist bir bakış açısı olarak görür ve kökten reddeder. Postmodernite kendini genel geçer doğruların aksine hareket eden bireylerde ve düşünüşlerde bulur. Bu nedenledir ki Foucault deliler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Deliler ona göre toplumun daimi doğrularına uygun hareket edemeyen bireylerdir. Toplumun genelini bir oda içerisinde gören Faucault bütün düşüncelerin, hareketlerin bu daimi doğrular çerçevesinde yahut kıskacı altında ortaya çıktığını iddia eder. Gay, lezbiyen, transseksüel, biseksüel oryantasyonlar daimi doğrulardan ayrı doğrular çerçevesinde oluştukları için postmodernitenin varoluşunu ve moderniteden çıkıldığını gösterir (modernite bu kavramları asla kabul edemezdi). Foucault kendi çalışmalarının bile genel geçer daimi doğrulardan olmaması gerektiğine inanır ve çalışmalarının kullanıldıktan sonra atılmasını öğütler.