Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldun

İbn-i Haldun

Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldun Posts

You can find Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldun books, Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldun quotes and quotes, Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldun authors, Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldun reviews and reviews on 1000Kitap.
Bu sūrette "kelâm-ı beliğ" kavlimiz cinstir. Ve "isti'âre ve evsāfa mebni” dediğimiz, bunlardan hâlî olan kelâmlardan ihtirâzdır. Zira bu makule istifâre ve evsāftan hâlî olan kelâmlar ekserîlerin indinde şiir değildir. Ve “vezin ve kāfiyede müttefik olan eczâya mufassal ve münhal” dediğimiz, bi'l-ittifak şiir olmayan kelâm-1 mensûrdan ihtirâzdır. Ve "her cüz garaz u maksadında müstakill” kavlimiz şiirin [270] hakikatini beyândır. Zîrâ şiirin ebyâtı be-her-hål bu vechile olduğundan bu kelâm ile bir şey fasl u temyiz olunmayıp, bu cihetle kayd-1 ihtirâzî değildir. Ve "esålib-i mahsusa üzre câri" kavlimiz, şu'arâ-yi Arab'ın esâlîb-i ma'rûfesi üzre cârî olmayan kelâm-ı mevzûndan temyiz eder ki bu makūle kelâmlar şiir olmayıp ancak kelâm-ı manzumdur. Zîrâ kelâm-1 mensûrun şiirde olmayan esålib-i mahsusası olduğu gibi şiirin dahî mensûrda olmayan esâlîb-i mahsūsası olduğundan, manzūm olup da ol esâlîb üzre olmayan kelâm şiir olamaz. Onun için işbu sinâ at-ı edebiyyede esâtizemiz olan ulemâ-yı a'lâmın ekseri, Mütenebbî ile Ma'arri'nin nazımları esâlib-i Arab üzre cârî olmadığından şiirden ma'důd değildir diye re’y ü hükm ederlerdi.
Sayfa 363 - YEK
Şiirin tarifi
Yani şiiri "Isti'are ve evsāf üzre mebnî ve vezin ve kāfiyede müttefik olan cüzlere münhall ü mütecezzi ve her cüz'ü mâ-kablinden ve mâbadinden ayri olarak garaz ve maksadında müstakill ve Arab'ın bu bâbda ma'rûf olan esalib-i mahsusası üzre cârî bir kelâm-ı beliğdir” diye ta'rif eyleriz.
Sayfa 363 - YEK
Reklam
Ve her kelimenin mevki'ini sana eşâr-ı Arab'ı kesret-i mütāla'a ile hâsıl ettiğin kālıb-ı külli ta'lîm eder ki, terâkîb-i mu'ayyeneden tecrîd ü intizâ olunmuş olup cemi-i kavalıba muntabık olan süret-i zihniyyedir.
Sayfa 361 - YEK
Amma küttab ü su'aranın hali böyle değildir. Zira onların hıfzında kelâm-ceyyid-i Arab'dan pek çok şeyler olup nazmen ve nesren esálib-iArab ile ülfet ü mümâreseleri vardır. Endülüs'te Beni Ahmer Devleti'ndevezir olan ve ehibbamızdan bulunan Ebu Abdullah b. el-Hatib'den bir günbu keyfiyyeti suâl edip dedim ki: “Her ne vakit şiir söyleyecek olsam
Sayfa 373 - YEK 3. cilt
Meleke-i belagat ve ilim
İşte bunun için fukahâ ve sâir ehl-i ilim olanlar belâğatta kāsır olurlar. Çünkü onların ezhânı esâlîb-i belâğattan hâriç ve tabakası nazil olan ibârât-1 fikhiyye ve kavânîn-i ilmiyye ile memlů ve nefs-i nâtıkaları bunlarla mütekeyyif olduğundan bu süretle neşv ü nemâ bulan melekeleri gâyet kāsir ve ibâreleri esâlîb-i Arab'dan ba'îd ü münharif olur. İşte fukahâ ve nuhật ve mütekellimîn ve nuzzār ve kelâm-ı büleğâyı hifz ile memlü olmayan sair ashâb-ı ulûmun eşarını bu vechile kāsır buluyoruz. Ehibbamızdan Devlet-i Merîniyye'de tevki'î olan fâzıl Ebu'l-Kāsim b. Rıdvân bana nakl ü rivayet edip dedi ki: “Ehibbamızdan ve büleğâ-yı asırdan Sultān [277] Ebu'l-Hasan'ın kâtibi Ebu'l-Abbâs b. Şu'ayb ile bir gün musāhabet ederken kendisine İbn Nahvi'nin kasidesinin matla’ını okudum ve İbn Nahvi'nin olduğunu söylemedim. Matla'-ı mezkûr budur: ما الفرق بين جديدها والبالی لم أدر حین وقفت بالاطلال Yani "Cânânın yurdunda durduğum vakit bakıyye-i åsår-i menzilinin yenisiyle eskisi beyninde fark nedir bilemedim" demek olur. Bu matla'i kendisine okuduğum anda bi’l-bedâhe "Bu bir fakih şiiridir” dedi. "Neden anladın?" dediğimde "..." kavlinden anladım. Zîrâ bu ibâre ibârât-ı fukahadan olup esálíb-i kelâm-ı Arab'dan değildir" dedi. Ba'dehû ben dahî “Sahîh, Ibn Nahvi'nindir" dedim.
Sayfa 372 - YEK
Bu surette tabakası ali olan meleke-i belagat ancak tabakası ali olan kelamı hıfz ile hasıl olur.
Sayfa 372 - YEK
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.