İslâm'ın istediği (tabiiyet) akideye bağlı inanç bağıdır ve onda Acemi, Arabı, Türkü, Kürdü bütün ırklar, renkler ve cinsler Allah'ın sancağı altında eşittirler. İşte çıkar yol budur.
Kalem sahibi kimseler birçok büyük işleri başarabilirler. Ancak fikirlerinin yaşaması pahasına kendilerini feda etmeleri şartıyla... HAK bildikleri şeyin HAK olduğunu, yılgınlık göstermeden söyleyip, gerekirse bu uğurda başlarını vermeleri şartıyla...
İdamın infazından önce Mısır Devlet başkanı Abdunnasır özür dilemesi halinde affedileceğine dair Seyyid Kutub'a haber gönderdi. Ancak büyük şehid tarihe altın harflerle geçen şu cevabı verdi:
" EĞER BEN İDAMI HAK ETTİĞİM İÇİN HAKKIN EMRİYLE ASILIYORSAM BUNA İTİRAZ ETMEK HAKSIZLIKTIR. EĞER BATILIN ZULMÜNE KURBAN GİDİYORSAM TAĞUTTAN ÖZÜR DİLEYECEK KADAR ALÇALAMAM."
İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem as'dan, son Peygamber Hz. Muhammed sav'e kadar gelen bütün peygamberlerin tek bir davası, tek bir söylemi, tek bir amacı vardı. Bütün peygamberler değişmez bir davadan bahsettiler ve davetleri, hayatları bu değişmez dava için oldu. La ilahe illallah davası yeryüzünün tek haklı davasıdır. Allah'ın dünyasında Allah'ın dediği oluncaya kadar mücadele ettiler. Seyyid Kutub'un kaleme aldığı bu eser tevhid davasını, onun evrensel mesajından bahsetmektedir.
İnce ve güzel bir kitap. Şunu belirtiyim Tevhidi anlatmıyor, Tevhîd daveti nasıl olmalı onu anlatıyor. Ve yazar gerçekten örneklerle İslam daveti nasıl olmalı, nasıl ve nerden başlanmalı güzel açıklamış. Tavsiye ederim.
"Eğer ben idamı hak ettiğim için hakkın emriyle asılıyorsam buna itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam tağuttan özür dileyecek kadar alçalamam."
Kalem sahibi kimseler birçok nüyük işleri başarabilirler.Ancak fikirlerinin yaşaması pahasına kendilerini feda etmeleri şartıyla... HAK bildikleri şeyin HAK olduğunu,yılgınlık göstermeden söyleyip, gerekirse bu uğurda başlarını vermeleri şartıyla...
Her surenin kendine özgü bir kişiliği,karakteristiği,alameti,ekseni,ana konusunu anlatma üslubu,bu anlatıma eşlik eden etkili mesajları ve metodu vardır.Her surenin kendisine has tabloları,bu tabloların saçtığı ışık ve gölgeleri,bunları ulaşabildiği atmosferi ve kendine has tekrar eden özel ibareleri vardır.Bütün bunlar süreklilik sağlayıcı bir durum arzeder..
Hatta bu husus tek bir konuyu ya da birbirine yakın konuları işlerken bile göze çarpar.Esasen surelerin özelliklerini konuları değil,o sureye mahsus olan ayırıcı özellikleri,iz ve işaretleri belirler.