Tevhid Medeniyeti

Savaş Ş. Barkçin

Tevhid Medeniyeti Posts

You can find Tevhid Medeniyeti books, Tevhid Medeniyeti quotes and quotes, Tevhid Medeniyeti authors, Tevhid Medeniyeti reviews and reviews on 1000Kitap.
Haklar ve özgürlükler Batılı ülkelerin milyonlarca insanın hak ve özgürlüklerine tecavüz ederken ve etmek için ortaya attıkları ikiyüzlü kavramlardır. "Hak" kelimesinin karşılığı İngilizce'de "right", Fransızca'da "droit", Almanca'da "recht" kelimeleridir. Her üç kelime de "sağ taraf, sağ yön" anlamına gelir. Bu da bir hikmettir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de mahşerde hesabını verip cennete gidenlere "sağ tarafa mensup olanlar" anlamında "ashâbü'l-yemîn", hesabını veremeyip cehenneme gidenler içinse "sol yana mensup olanlar" anlamında "ashâbü'ş-şimâl" denir. "Şimâl" Arapça'da "sol yan" anlamına geldiği gibi "kuzey" anlamına da gelir. Neden? Çünkü Hicaz'daki Araplar güneşin doğduğu yani doğu yönüne baktıklarında, sol yanda kalan bölgeye "şimâl" kelimesinden gelen "Şam", sağ yanda kalan bölgeye de "yemîn" kelimesinden gelen "Yemen" demişler. Bu ülke isimleri buradan gelir.
Reklam
Bugün büyük adliye sarayları yapmakla övünüyoruz. Adliyelere "saray" adını veriyoruz. Bu geleneğimizde olan bir şey değildir. Çünkü bir şeyin büyüklüğü, yüceliği illâ binaya "saray" ismi verilmekle gösterilmez. Binanın içindeki insanların yaptıklarıyla ortaya çıkar. Zaten bu ifade de Fransızca'daki “palais de justice" teriminden aparmadır. Kaldı ki sarayı bir kenara bırakalım, çoğunun güzel bir görüntüsü bile yok. İngilizce'de büyük adliyelere "courthouse" denir. Yani "adliye". Zaten Osmanlı'dan beri biz bu binalara "adliye" deriz. Yani "adalet evi". Maalesef vurgularken abartma hastalığı bizde çok yaygındır. Mesela Amerikalılar'ın "beyaz ev" dedikleri White House'a "beyaz saray" diyen herhalde bir tek biziz.
Tevhid ağacını hatırlayalım.. İmandan ilim ve amel doğuyordu. İlim ve amelden ahlak ve kişilik Ondan da eserler, işler, sözler, düşünceler..
Fakat bir de geleneği çarpıtarak aktaranlar vardır. İşte bunlara çok dikkat etmek gerekir. Bunlardan en meşhurları Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar'dır. Bu ikisi, Cumhuriyet döneminde özellikle muhafazakârların tevhidden uzak gelenek ve medeniyet anlayışının şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Yahya Kemal ölene kadar nimetini yediği tek
Sayfa 340Kitabı okudu
Geleneğin ehil ellerde bugünkü ve gelecekteki nesillere taşınması, anlamlandırılması ve “gelen"in üzerine “ekler” inşa edilmesi için önemli adımların atılması gereklidir. Bunun esası medeniyetimizin özünün tevhid olduğunu bilmektir. Kitabımızın başında da ifade ettiğimiz gibi mümin olan tevhid ehli olur. Kunduracısından mimarına kadar niyeti, gayreti, düşüncesi ve işi tevhid ile şekillenir. Sanatı, tefekkürü, eylemi tevhid rengini taşır. Medeniyetimizin farkı da değeri de tevhidi merkez almasındandır. Medeniyetimizde bayatın bütün alanlarına tevhid yansır. Müziğimizin, mimarimizin, şiirimizin diğer kültürlerden temel farkı, muhafazakârların tekrarladıkları gibi “Türk, Osmanlı, Doğu, Şark” medeniyeti olmamız değildir. Temel farkımız tevhide bağlanmamız, ilmimizde, amelimizde, irfanımızda tevhide yaslanmamızdır. Tevhid özünü hatırladıktan sonra bilincimiz bilgimiz, algımız, olgumuz bambaşka bir renk alacaktır. Batılı seküler ve yıkıcı anlayışların, kavramların ve modellerin esaretinden ancak böyle kurtulabiliriz. Pergel gibi sabit ayağı tevhide sabitlenmiş, fakat diğer ayağı güzeli, doğruyu ve iyiyi almak için bütün âlemi gezen bir anlayışı kendimize, neslimize ve geleceğe aşılamalıyız.
Sayfa 326Kitabı okudu
Reklam
93 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.