Tevhid Risaleleri-3
KolektifÖne Çıkan Tevhid Risaleleri-3 Gönderileri
Öne Çıkan Tevhid Risaleleri-3 kitaplarını, öne çıkan Tevhid Risaleleri-3 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Tevhid Risaleleri-3 yazarlarını, öne çıkan Tevhid Risaleleri-3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İman süs ve temenniden ibaret değildir. Ancak iman,
kalpte yerleşen ve amellerle doğrulanarak pekiştirilenlerden
ibarettir."
"Kim iman ettikten sonra Allah'a küfrederse (kalbi iman ile
dolu olduğu halde zorlanan başka) fakat kim kalbini kafrliğe
açarsa, iște Allah'ın gazabı bunlaradır onlar için büyük bir
azap vardar. Bu (azap) onların dünya hayatm ahirete tercih
etmelerinden ve Allah'ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür." (Nahl, 106-107)
Allah (Subhanehu ve Teala) değiştirilmesi söz konusu olamayacak bir hüküm ile (islam) dinini bırakıp da küfre yönelenlerin kâfir olduğuna hükmetmiştir. Canı, malı veya ehli hakknda korkma şeklinde bir mazereti olsun veya olmasın fark etmez. Bu küfrü, batınıyla ișlemesi ile batınıyla işlemeyip de zahiri ile işlemesi arasında da fark yoktur. Ayrıca bu küfrü fiiliyle ve sözü ile işlemesi ile bunlardan biri ile işlemesi arasında da fark yoktur. Bu küfrüi müşrikerden kendisine ulaşacak bir dünyalık için işlemesi ile böyle olmaması arasında da bir fark yoktur, ikrah altında olanlar hariç her hâlükârda kâfirdir. ikrah altında olan bizim lugatımiza göre "Mağsub (zorla alıkonulmuş)" demektir.
Allah (Subhanehu ve Teala) birçok ayette şirk ehlini kâfir olarak isimlendirmiştir. Bundan dolayı müşriklerin mutlaka tekfir edilmeleri gerekir. işte bu, Kelimetulihlas'ın yani La ilahe illallah'ın gereklerindendir. Allah (Subhanehu ve Teala)'ya ibadette şirk koşan kimseler tekfir edilmezse a ilahe ilallah'ın manası tamamlanmış olmaz. Sahih olarak rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
"Kim La ilahe illallah der ve Allah'tan başka kendisine ibadet edilenleri reddederse kanı ve mal haram olur. Hesabı da Allah'a kalmıştır."
Hiç şüphesiz kim şirk işliyorsa o tevhidi terk etmiştir. Çünkü tevhid ve şirk birbirinin zıddıdır ve asla bir arada bulunmazlar. Şirkin olduğu yerde tevhitten söz edilemez. Allah (Subhanehu ve Teala) şirk koşanlar hakkanda şöyle buyurmuştur:
"Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: Küfrünle biraz eğlenedur, çünkü sen muhakkak cehennem ehlindensin!" (Zümer, 8)
Kerim ve Mennan olan Allah'tan, rahmetiyle bizi rezil etmeden ve fitneye uğratmadan Müslümanlar olarak yaşatmasını, canımızı Müslümanlar olarak almasın, bizi salihler arasıne kqtmasını dileriz. O merhamet edenlerin en merhametlisidir.
Ebu Talip Kıssası
Ebu Talib tevhidi kabul etmiş, insanları ona teşvik etmiş, müşriklerin akllarımı așağılamış, şirkten ayrlıp islam'a girenlere sevgi göstermiş, ömrünü, malmı, çocuklarını, așiretini Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem'e yardım etmek için ölünceye dek ortaya koymuş, bu yolda her türlü zorluk ve sıkıntıya ve de büyük düşmanlığa maruz kalmasına rağmen bütün bunlara karşı sabretmiş fakat dine girip eski dininden beri olmadığı için Müslüman olamamıştr. Hâlbuki o, dine girmeme gerekçesi olarak bunun, babasi Abdulmuttalib'e ve Hașim'e ve diğer Kureyş büyüklerine dil uzatma manasına geleceği mazeretini ileri sürmüştür. Ebu Talib vefat ettiği zaman Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) amcasıın bu kadar iyiliklerine karşı ona istiğfarda bulunmak istedi; ona olan akrabalğına ve yaptğı yardımlara rağmen șu ayet nazil oldu:
"Cehennemlik oldukları belli olduktan sonra en yakın akrabası olsa bile ne peygamberin ne de iman etmiş olanların, müşriklere bağışlanma dilemesi yaraşmaz." (Tevbe, 113)