Tevhid ve Değişim

Celaleddin Vatandaş

Tevhid ve Değişim Posts

You can find Tevhid ve Değişim books, Tevhid ve Değişim quotes and quotes, Tevhid ve Değişim authors, Tevhid ve Değişim reviews and reviews on 1000Kitap.
264 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
"Allah'ın kitabı, geçmişlerin masallarını anlatan bir kıssalar kitabı olarak algılanmaya başlandığı gün değişim başlamış..." diyor yazar. Kur'an-ı Kerim'i sadece başımızın üstüne koyduğumuz, dini günlerde okuduğumuz, içinde ne yazıldığından bi haber olarak yaşadığımız bir çağda yaşıyoruz. "Müslüman görünür" olmanın sadece kısmı davranışlara sıkışıp kaldığı bu devirde kula kulluğunu yasak edildiği biz müslümanlar Allah'tan başka her şeyi "Kültürel İslam" adı altında o kadar çok içselestirmisiz ki gerçek İslami çok uzaklarda arıyoruz. Doğru teşhis koymadan tedavi edilemez hiç bir hasta. Bu kitap bize genel hatlarıyla doğru ve güvenilir kaynaklar (Kuranı kerimi ve Sünnetler) kullanarak tevhid hakikatini oluşumunu ve nasıl değişime uğradığı anlatmaktadır. İslam'ın anlaşılmasında en temel unsur olan tevhid anlayışını önemini detaylı bir şekilde bize sunuyor.
Tevhid ve Değişim
Tevhid ve DeğişimCelaleddin Vatandaş · Pınar · 2008173 okunma
Çok erken zamanda başladı
Kur'an yanlış anlaşılmaya başlandığı gün değişim başlamıştı.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
Halbuki Tevhid hakikatı gereği, kişi mutlak anlamda sadece Allah'a teslim olabilir. Allah'a teslimiyet, hiçbir şekilde ortak kabul etmez; "Yalnız sana ibadet eder yalnız senden yardım dileriz(1/4) Kulluğun özü, itaat edilip uygulanan hükümlerle ilgilidir. Eğer itaat edilen ve uygulanan hüküm(ler) Allahtan ise ve Allah'tan olduğu için itaat ediliyorsa bu durumda insan, yaratılış ve var oluşunun şartlarını yerine getiriyor demektir.
Sayfa 241Kitabı okudu
Bir kişide doksan dokuz tane küfür buna karşılık bir tane iman alameti varsa, o kişi mü'mindir" gibi Mürceî düşünceler, halk arasında öylesine yaygınlık kazanır ki, Allah'm dininin düşmanı olmayı hayatının gayesi haline getirenler veya nice tağutlar, sırf Allah'ın varlığına inandıklarını söylemeleri nedeniyle "Müslüman" ilan olunurlar. Halbuki Allah'ın varlığını kabul etmek, Tevhid'in tamamı değil sadece bir bölümüdür ve onu kabul etmek insanı müslüman yapmaya yetmez. "Gerçekte bu, Ebu Cehil ve putperestlerin Tevhid'i gibidir. Allah'tan başka yaratıcı olmadığını kabul eder görünümündedir. Eğer bu Tevhid birini kurtarmış olsaydı, puta tapanları da kurtarırdı."
Sayfa 237Kitabı okudu
Buna bağlı olarakta Tevhid/Küfür farklılığı, Allah'ın varlığını kabul edip-etmeme konuları çerçevesinde düşünülmeye başlanır. Şirk ise, sadece Allah'ın varlığına ortak koşmak veya yaratan olduğunu reddetmek olarak düşünülür. Halbuki, Allah'ın varlığını ve yaratan olduğunu kabul etmenin, kişinin müslüman olmasına yetmeyeceğine bizzat ayetler şahitlik yapmaktadır. (13/16; 29/61,63; 31/25; 39/38; 43/87)
Sayfa 236Kitabı okudu
Kime ibadet ediyorsun?
Bir Yahudiye, kime ibadet ettiğini sorarsanız, "Allah'a ibadet ediyorum" der. Allah'ı sorduğun zaman, onu beşer şeklinde yaratılmış olan oğlu Üzeyr olduğunu söyler. Bu durumda olan kimse Allah'a iman etmiş olmaz. Eğer bir Hristiyana, kime ibadet ettiğini sorarsanız "Allah'a ibadet ediyorum" der. Allah'ı sorduğunda, onun İsa'nın cesedinde ve Meryem'in karnında gizlenen, bir yere sığan ve giren varlık olduğunu söyler. Bu durumda bulunan kimse ise Allah'a iman etmiş olmaz. Mecusi'ye de kime ibadet etitiğini sorarsan, o da "Allah'a ibadet ediyorum" diye cevap verir. Fakat Allah'ı sorduğun zaman, onun ortağı, eşi ve çocuğu bulunan bir varlık olduğunu söyler. Bu durumda olan bir kimse de, Allah'a iman etmiş olmaz
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Bir gün kıskanç fakihler inkar ve inatları sebebiyle Mevlana'dan "Şarap helal mıdır veya haram mı?" diye sordular. Onların maksadı Şemseddin'in (Şems-i Tebrizinin CV'nin notu) şerefine dokunmaktı. Mevlâna kinaye yolu ile "İçse ne çıkar, çünkü bir tulum şarabı denize dökseler, deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. Bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. Fakat küçücük bir havuzu, şüphesiz bir damla şarap pisletir. Böylece tuzlu denize düşen her şey tuz hükmüne girer. Açık cevap şudur ki, eğer Mevlana Şemseddin şarap içiyorsa, her şey ona mübahtır. Çünkü o deniz gibidir. Eğer bunu senin gibi bir kahpenin kardeşi yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır." buyurdu."
Sayfa 218Kitabı okudu
"İşte bakın, açık hırsız, gizli hırsızın elini kesiyor"
Sayfa 179Kitabı okudu
Ne zaman?
"Cahil cehaleti dolayısıyla sustuğunda, âlim de korkudan susarsa; Allah'ın delili ne zaman ortaya çıkar?"
Sayfa 174Kitabı okudu
Ne garip bir zamandır
İnsanların en çok iyiliği emredenį ve uygulayanı, kötülükten en çok alıkoyanı ve terkedeni olan topluluklar gördüm. İnsanların iyiliği en çok emredeni ve ondan en çok uzaklaşanı, kötülüğü en çok yasaklayanı ama en çok yapanları arasında kaldık (Hasan el-Basrî)
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Her toplumda yönetici ile yönetilenler arasında değişik biçim ve oranlarda da olsa karşılıklı bir ilişki vardır. Bunlar, birbirlerini karşılıklı olarak etkilerler. Birisindeki bozulma, hemen diğerine de yansır. Ancak yöneticinin etkisi daha önemli ve daha büyük boyuttadır. Çünkü yöneticinin iyi olması veya kötü olması, tüm toplumu etkiler. Bunun değişmeyen bir yasa (Sünnetullah) olduğunu Kur'an'dan öğreniyoruz
Sayfa 147Kitabı okudu
Kim, zarar ve menfaati Allah'tan değil de başkasından görüyorsa o, Allah'ın kulu değil, kimden görüyorsa onun kuludur."
Erbâb
Erbâb: İnsanlar hakka muhalif şeylere inanırlarken veya yaşarlarken bu yanlışlarını güzel, doğru gösterecek delillere sığınma ihtiyacı hissederler. Bu tür delilleri ise ilimleriyle(!) kendilerini çevrelerindeki insanlara kabul ettirmeyi başarmış kişiler hazırlarlar ve onlar batıl şeyleri meşrulaştıracak bahaneler, fetvalar vs. oluştururlar, Kur'ân'da bu tür kişiler erbâb olarak nitelenir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Onlar ilâhlığı ve buna bağlı olarak Rabb'lığı ve Melik'liği ikiye ayırıyor, tabiat üstünü Allah'a ait kılıyor, insanın bireysel ve sosyal hayatını ilgilendiren konuların İlah'lığını, Rabb'liğini ve Melik'liğini de kendilerine ayırıyorlardı. Böylelikle kendilerini söz konusu sıfatlarda Allah'a ortak kılmış oluyorlardı
Allah'ın var olduğunu kabul etmesi insanın yaratılış şartını yerine getirmesine yetecek olsaydı veya diğer bir ifadeyle Allah'ın rızasını kazanmada yeterli olsaydı, hiç kuşkusuz, kurtulanların en önde gelenlerinden ve Allah'ın rızasını kazananlardan birisi de İblis olurdu. Çünkü onun, Allah'ın varlığı konusunda bir şüphesi yoktur ancak buna rağmen o kafirdir
224 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.