Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Te'vilatül Kur'an Tercümesi - 14

Ebu Mansur El Matüridi

Te'vilatül Kur'an Tercümesi - 14 Gönderileri

Te'vilatül Kur'an Tercümesi - 14 kitaplarını, Te'vilatül Kur'an Tercümesi - 14 sözleri ve alıntılarını, Te'vilatül Kur'an Tercümesi - 14 yazarlarını, Te'vilatül Kur'an Tercümesi - 14 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hadid,23:Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve O’nun size verdikleriyle şımarmayasınız diye (böyle yapmıştır). Cenâb-ı Hak insanların yaratılışına, kaybettiği nimetler ve mâruz kaklığı zorluk ve belâ için üzülmek ve hayıflanmak, elde ettiği nimetler için de rahatlamak, sevinmek ve mutlu olmak tabiatını koymuştur. Bunlar, insanların tabiatlarına yerleştirilmiştir.Buna göre âyet-i kerîmenin, insanın kaybettiği nimetlere üzülmesini ve elde ettiği bir kazançla da sevinip şımarmasını yasaklaması farklı şekillerde yorumlanır. Birincisi, en doğrusunu Allah bilir ya. O, şunu söylemektedir: Kaybettiklerinize fazlaca üzülüp kederlenmeyin, çünkü bu sizi Allah’tan şikâyetçi olmaya götürür. O’nun size verdikleriyle şımarmayın; yani fazlaca sevinip şımarıklık yapmayın, çünkü bu sizi isyana ve düşmanlığa sevkeder. Buna benzer bir ifade rivayet edilen bir hadiste de geçmektedir: “Unutturan fakirlikten ve azdıran zenginlikten Allah’a sığınırım” En doğrusunu Allah bilir.
Dünya hayatı sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir(Hadid,20)mealindeki âyetin yorumu şöyledir; Dünya hayatı ve onu kendisi için sevmek, ona yaratılış gayesine göre yaklaşmak hikmettir, haktır, mutluluktur, aldatıcı bir iş değildir. Fakat dünyayı başkası için sevmek, ona yaratılış amacından başka bir amaçla yaklaşmak aldatıcıdır, oyundur ve eğlencedir. Çünkü bir şeyi çok seven İnsan, ona sahip olmak, onu saklamak, kaybetmekten sakınmak, ihtiyaç anında ve fakir düştüğünde kullanmak üzere onu korumak ister. Buna göre dünyayı kendisi için toplayan, onu kendisi için seven ve onu kendisine izin verildiği ve emrolunduğu şekilde kullanan insan, dünyayı âhiret için azık edinmiş ve ebediyete ulaşmak için onu vasıta kılmış olur. Bunu bildiği zaman da Allah katında muhtaç düştüğü günde kullanmak üzere ondan çok yararlanmaya çalışın İşte dünyayı bu amaçla seven ve ona sarılan için dünya aldatıcı bir meta değildir, [§]oyun ve eğlence de değildir, aksine sevinç ve mutluluk vesilesidir. Fakat dünyayı başkası için isteyen, onu yaratılış gayesinin aksine kullanan biri için dünya aldatıcıdır, oyundur ve eğlencedir. Buna göre Dünya hayatı sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir mealindeki âyet dünyayı tercih eden ve ona sanlanlar hakkındadır.
Reklam
Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız O’nundur. Birine bir mülkün nispet etmesi, ancak onda meşîetinin, emrinin ve egemenliğinin geçerli ol- masıyla mümkün olur. Buna göre 'Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Onundur'mealindeki âyete, Allahın meşîeti ve egemenliği göklerde, yerde ve her ikisinde yaşayanlar üzerinde hâkimdir, onlar üzerinde hükümranlık Allaha aittir mânasını vermek de mümkün olur. En doğrusunu Allah bilir.
Allah yaptıklarınızı görmektedir. Bazı müfessirler buna şu anlamı verdi: Nerede olursanız olun Allah’ın ilmi, hükümranlığı ve kudreti sizin yanınızdadır. Daha önce de söylediğimiz gibi bunun aslı şudur: Şanı yüce olan Allah, kendisiyle beraber yaratılan biri anılmadan ve yanına başka kimse eklenmeden ezelî sıfatlarla anılınca şöyle denilir: Herhangi bir zamanla, mekânla kayıtlı olmadan ve hiçbir şeyle sınırlamadan, Allah her zaman ve mekânda âlimdir, kadirdir ve haliktır. Fakat Allah, yaratılanlardan bir şeyle birlikte anıldığı zaman, yaratılanların hallerinden olan zaman ve mekân kayıtlarıyla birlikte zikredilir. Burada belirtilen zaman, mekân ve haller, Allah’ın değil yaratılanların vasfı olur ve mahlûkun ezelî olduğu vehminden sakınmak için şöyle denilir: Yaratılanları, var oldukları zaman bilmektedir, âlemi var olduğu zaman yaratmıştır.