Te'vilatü'l Kur'an Tercümesi 17

Ebu Mansur El Matüridi

Te'vilatü'l Kur'an Tercümesi 17 Posts

You can find Te'vilatü'l Kur'an Tercümesi 17 books, Te'vilatü'l Kur'an Tercümesi 17 quotes and quotes, Te'vilatü'l Kur'an Tercümesi 17 authors, Te'vilatü'l Kur'an Tercümesi 17 reviews and reviews on 1000Kitap.
Ayrıca uyku sanki ağırlıkların en ağın ve siddetli olanıdır. Bununla birlikte kişi, üzerinden uyku hali geçtiğinde ve uya nklık haline döndüğünde kendisini hafiflemiş ve rahat etmiş bulur. Oysa aynı insan ağır bir yükü taşımasından dolayı kendisine aşırı bir yorgunluk ve usanç hali geldiginde, O yükü üzerinden indirir indirmez O hali sona ermez ve yorgunluk ve usanç hali daha bir süre devam eder. Hal böyle iken kim uyku ola- ynı düşünür ve ona ibretle bakarsa Allahin yüceliğine ve tedbirinin hayranlık uyandırıcı olduğuna işaret ettiğini görür.
Arapça’da “Filan insanları kışkırtıyor” anlamında “Odun topluyor” denilir.
Sayfa 384 - Tebbet Suresi.
Reklam
Evlat da Allah’ın bize lütfettiği bir nimettir.
Abbâs’a (r.a.), “Kişi kendi evladının malından alabilir mi?” diye sorulmuş, o da “Allah dilediğine kız çocukları dilediğine erkek çocukları verir”{eş-Şura, 42/49} meâlindeki âyeti okumuş ve “Evlat da Allah’ın bize lütfettiği bir nimettir, çocuklarımız da malları da bize aittir” demiştir.
Sayfa 382 - Tebbet, 2. Ayet
Ona ne serveti fayda verir ne de kazancı!
Bu ilâhî beyan iki şekilde yorumlanabilir. Birincisi “Onun serveti, gücü ve kazandıkları Allah’ın azabından hiçbir şey azaltamaz” şeklinde olabilir, nitekim inkârcılar “Biz serveti ve çocukları fazla olan kimseleriz, dolayısıyla azaba uğratılmayız”{Sebe, 34/35.} demişlerdir. İkincisi “Onun serveti ve kazancı kendisine ne fayda sağladı?” biçiminde.
Sayfa 382 - Tebbet, 2. Ayet
Ebû Leheb’in künyesiyle anılması
Başka bir yaklaşım da şöyledir: Birinin künyesiyle anılması aslında yüceltmek amacına yönelikse de kötü sonuçlar ve azaplarla birlikte anıldığında alay ve hakaret anlamına yorulur.
Sayfa 382 - Tebbet Suresi.
Ebû Leheb’in künyesiyle anılması
Bir de şu var: Allah Teâlâ bazı âyetlerinde ateşe (cehenneme) kâfirin annesi (üm) demiştir, “Tartılan hafif olana gelince, işte onun anası (yeri yurdu) hâviyedir”{el-Karia, 101/8-9.} meâlindeki âyette olduğu gibi; bazılarında da cehennemden “mevlâ” (arkadaş, efendi) diye söz etmiştir, “Varacağınız yer ateştir. Sizin arkadaşınız artık odur, ne kötü bir dönüş yeri!”{el-Hadid, 57/15.} meâlindeki âyette olduğu gibi. Mümkündür ki kıyâmet gününde cehennem ateşi Ebû Leheb’e yaklaşıp kucağına yaslanınca bir anlamda evlat gibi olsun, kendisi de onun babası gibi olsun, şeklinde bir anlam verilmek istenmiştir. İşte bu sebeple Allah Teâlâ, ona Ebû Leheb demiştir.
Sayfa 381 - Tebbet Suresi.
Reklam
Ebû Leheb’in künyesiyle anılması
Ebû Leheb’in künyesiyle anılması açıklayabilecek birkaç ihtimali vardır. Birincisi: İnsanlar arasında adıyla değil künyesiyle tanınıp bilinmiş olabilir, bu sebeple meşhur olduğu künyesiyle anılmıştır. İkincisi: Kaydedildiğine göre adı Abdüluzzâ idi, Cenâb-ı Hak onu kendisinden başka bir tanrıya -ki o Uzzâ’dır- nispet etmeyi murat etmemiş ve künyesiyle anmıştır. Üçüncüsü: Allah Teâlâ Ebû Leheb’i bazı hususlarda ayıplamış ve tehlikeli sonuçlarla korkutmuştur. Şâyet onu öz adıyla anmış olsaydı sözü edilen ayıplama ve tehdidi, aynı ismi paylaşanların mevcudiyeti sebebiyle, başkalarına da yöneltecekti, zira Araplar çocuklarına isim verirken onları putlarına izafe ediyordu. Oysa Ebû Leheb künyesini kullanan başka kimse yoktu. İşte bu yüzden Ebû Leheb hitabını başkalarına yöneltme imkânı olmamıştır.
Sayfa 381 - Tebbet Suresi.
Niçin Ebû Leheb’e Hitap Edilmiştir?
Ebû Leheb Resûlullah’a iyilik ve yardımları çokça olan biriydi. Şâyet sûredeki hitap bütün inanmayanları kapsayacak şekilde olsaydı, kendisi önceden yaptığı iyilikleri sebebiyle hitaba dahil olmadığını zannedecekti. Allah Ebû Leheb’in adını özellikle belirtmiştir ki hiçbir şeyin onu Allah’ın azabından kurtaramayacağını anlamış olsun!
Sayfa 381 - Tebbet Suresi.
Tebbet, 1. Ayet. el anlamına gelen “yed” kelimesi dolaylı mânalar
Âyet-i kerîmede geçen ve el anlamına gelen “yed” kelimesi dolaylı mânalarla bağlantılı ise iki şekilde yorumlanabilir. Birincisi: Elin anılması yapıp etmekten kinâye olabilir, elin zikredilmesi iş görmenin onunla gerçekleşmesi sebebiyledir. Tıpkı şu ilâhî beyanlarda olduğu gibi: “Bu, ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir, yoksa Allah kullarına zulmedici değildir” {el-Enfal, 8/51}; “Başınıza gelen her bir musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir” {eş-Şuara, 42/30}. Bu tür ifadeler kişiden sudûr eden kötü amellerden kinâyedir, yani böylelerinin amelleri ziyan olmuş ve boşa gitmiştir. İkincisi: “Yed” kelimesi zikredilip ön, ön taraf kastedilebilir, Cenâb-ı Hakk’ın “Onun önünden de ardından da bâtıl gelemez”{Dipnot} meâlindeki âyetinde olduğu gibi, yani önünden ve arkasından. Buna göre âyetin mânası “Ebû Leheb’in önceden yaptığı iyilikler yok olsun” demek olur. En doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 380 - Tebbet Suresi.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.