Devletin kollektif zihninde Atatürk’ün genç Türk devletine dış politika olarak biçtiği “Yurtta sulh, cihanda sulh” sloganının, pek barışseverlikle açıklanamayacak çok pratik, pragmatist karşılıkları var. Bu bir yaşama, bir hayatta kalma stratejisi. Devletin kollektif hafızası, İkinci Dünya Savaşı’na -formalite olarak kalsa dahi- girmek karşılığında Nazi Almanyası’nın “On İki Ada’yı alın,” teklifini geri çeviren İsmet İnönü’yü hiç unutmuyor. Turgut Özal’ın Birinci Irak Savaşı’nda “Musul’u, Kerkük’ü alalım. Kürtlerle federasyon kuralım,” heyecanını, generallerin “Alalım da nasıl elde tutacağız?” sorusuyla bastırdığı anılarda taze.