« Bakıyorum, bazı arkadaşlar, kendini asan kızların öyküsünü yazıyorlar. Kızı, istemediği birine vermiş oluyorlar. Kurtulamayınca asıyor o da kendini... Eski öyküler de böyleydi. Ve hep böyle gidiyor. Bir ulusun da bu kızlar gibi davrandığını düşünelim, ne olur sonuç? Böyle olsak, biz Ulusal Kurtuluş Savaşı'na giremezdik, Vietnam halkı, saldırgan Amerika'ya direnemez, yenemezdi onu..
Hem ne suçu var da kızlar kendilerini asıyorlar? Suçlu kim? Suçlu bu duruma düşen kızlar mı? Yoksa onları bu duruma düşürenler mi? Bu nokta iyi hesaplanmalı, suçlu kim ise, öldürücü gücümüz onların üstüne yönetilmelidir. Tırpan'ı bu düşüncede yazdım. »
Suçlu bu zihniyeti hala taşıyanlar!...
• Nafakasını tedarik edebildikten sonra, yeniden evlenmek şeriatın buyurduğu bir iştir. s.11
• Alacağın dul olmasın, kız olsun! s.11
• Zaten ne demişler, kız evladı on üçüne bastı mı, ya erdedir ya evde... s.14
• Bir kızın alınıp verilmesi babasından sorulur. Babasının evet dediği yere ne kızı hayır diyebilir, ne de anası! s. 16
• Derede çim biter, kayada bıldırcın öter, ağıldaki oğlaktan erken büyür kız dediğin! s.28
• Hazreti Peygamber'imizin kadim lafı: 'Kız kısmı on üçünde çocuk doğurur!' s.28
• Kız kısmı yağmur yağar büyür, gün doğar büyür! Yarın davulu düğünü tutulunca biraz daha büyür! s.59
• Alınyazıları önceden yazılırmış. Hele kız çocuklarınki, daha ana rahmine düşmeden hazırlanır konurmuş dünyanın kapısına. Yazmış bir kez yazan! s.143