Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köy Enstitüleri - Devrimci Eğitim

Tonguç Yolu

Mehmet Başaran

Tonguç Yolu Gönderileri

Tonguç Yolu kitaplarını, Tonguç Yolu sözleri ve alıntılarını, Tonguç Yolu yazarlarını, Tonguç Yolu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlköğretimden sonrası da ayrı bir âlem. Bir kez yalnız varlıklı çocuklara açık kapılar. Bu kapılar yetmiyormuş gibi bir de eğitim işportacılığı, diploma ticareti, yani özel okulculuk aldı yürüdü şimdi. Yoksul düz ovada aklını şaşırıyor…
Sayfa 77 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
«Tek görev: Uyuyanları uyandırmak… İğrenmeden kirlileri temizlemek…»
Sayfa 76 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
Reklam
Pamuk ipliğine bile bağlı değildir insanların kaderi.
Sayfa 74 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
Derdimize deva olmayan çark zararımıza dönüp duruyor. Üniversite kapılarına yığılan onbinler… Başka ülkelerin yolunu tutan işçiler, aydınlar… Beyin ve emek göçü… Eğitip değerlendiremediklerimiz de yurdumuzda heba oluyor… Korkunç bir insan erezyonu… Bir çıkmaz değil de ne bu?
Sayfa 58 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
«Ancak uyandırılmış, aydınlatılmış halk kalkınabilir, bağımsızlığını savunabilir» diyerek inançla işe koyulmuşlar: Ormanlar, köyler, duvar dipleri, ağaç altları derslik olmuş; üretimin, ulusal savunmanın sorunlarına eğilmiş birer derslik… Bilgi «buyurma aracı ya da süs olarak» verilmemiş, işe, esere çevrilmiş. Harıl harıl toprağı, insanı değerlendirmişler.
Sayfa 56 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
Boş yere çekilen acıları, eziyetleri ortadan kaldıramamış mutsuz bir toplumuz biz; eğitime, toplum düzenine bilimsel açıdan bakamamış, nice kuşakları ziyan etmişiz.
Sayfa 51 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
Reklam
«Köyün (ulusun) canlandırılmasına emeğini katmayanlar, bu amacı gerçekleştirmeye çalışanların yollarını kesmek gafletini gösterenler, bir içten yıkılışın ıstırapları içinde kıvrana kıvrana alınları lekeli olduğu halde, ortadan silinip gideceklerdir.»
Sayfa 9 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
«Bizim köyün devleti yok mu?.»
Sayfa 140 - Varlık Yayınları, Eylül 1974
Sonradan Milli Eğitim Bakanı olan biri ; tuğla pişiren, yapılar kuran, Dünyanın seçkin düşün ve sanat yapıtlarını yutarcasına okuyan, yurt ve dün­ya sorunlarını kazmalarını kullandıkları rahatlıkla tartışanları, kendi kendilerini yönetenleri görünce sıt­maya tutulmuş Devlet Başkanına : <<Bütün köylüler bu duruma gelirse biz ne yaparız? Yarın bizi kesmez mi bunlar?» Demekten kendini alamamıştı. Teba uyanır, yönetime el korsa, yüzlerce yıllık çekinin hesabını sorar diye korkuyordu. Suçluluğun telaşına kapılmıştı ... Ezenler, ezilenlerin vatandaş, insan onuruna ka­vuşmasını istemiyordu.
Acı acı gülümsedi : «Yok dedi, demokrasi bu değil. İki çeşidi var demokrasinin : Biri zor olanı, gerçek olanı ; öbürü de kolayı, oyun olanı .. . » Topraksızı topraklandırmadan, işçinin durumu­ nu sağlama bağlamadan, halkı esaslı bir eğitimden geçirmeden olmaz birincisi, köklü değişiklikler ister. Başka türlü kendi kendini yönetemez halk, çeviremez makinayı. Bu zor demokrasidir, ama gerçek demok­rasidir ... İkincisi, kağıt ve sandık demokrasisidir. Okuma yazma bilsin bilmesin, toprağı işi olsun olmasın demagojiyle serseme çevrilen halk, bir sandığa elindeki kağıdı atar. Böylece kendi kendini yönetmış sayılır. Bu, oyundur; kolaydır. Amerika bu demokrasiyi ya­yıyor işte. Biz de demokrasinin kolayını seçtik. Çok şeyler göreceğiz daha ... »
63 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.