Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Lüzumsuz Adam

Toplu Öyküler 1

Sait Faik Abasıyanık

Toplu Öyküler 1 Quotes

You can find Toplu Öyküler 1 quotes, Toplu Öyküler 1 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Onu paltomun içine saklayarak kış geceleri tenha sokaklarda yürüdüğüm zaman saadeti, ilk defa vücuduma bir 36.5 derece hararetle sindirdiğimi hissettim.
Ali semaveri, içinde ne ıstırap ne grev ne de patron olan bir fabrikaya benzetirdi.
Reklam
Sarnıç
Öyle lokantalarda yemek yedim ki bir öğle yemeği parasıyla beş kişi bir hafta doyardı. O tiyatrolarda, o koltuklarda oturdum ki etrafımda beyaz kadınlar dünyanın en kokulu lavantasını sürmüşlerdi, erkeklerin yüzlerinde ise bir tek kıl yoktu. Herkes, her şey pırıl pırıldı. Ama neden her zaman küçük, mütevazı köşeler aradım? Dostlarımı, en sevdiklerimi bu çarşı içlerinin kara çocuklarından seçtim. Bir tiyatronun galerisinde tanıştığım birisi en iyi arkadaşım oldu. Bir tezgahta tülbent dokuyan narin bir kıza aşık oldum.
Kadın ikinci defa seslendi.Bir kafa homurdanır gibi döndüğü zaman kadın; hayalde yaratılan şeylerin hakikatteki aykırılığıyla karşılaşmaların ahmaklığıyla mı susmuştu ?
Sayfa 36
“Kızın sende gözü var. Eh diyiver işte” Bir gün diyiverdim. Akşama Fadime geliverdi. Bir kuzu, iki bakır mangal, dört tencere, bir sini, iki şilte, beş altı yastık ve yorgan yüzü de beraber getirdi. Konu komşu: “Muallimin evi tamtakırdı,” dediler. “Bereket Fadime’ye, şanlı şerefli oldu.” Fadime’ye gel, dedim, geldi. Git, dedim, gitti. Ne yalan söyleyeyim beni hiç rahatsız etmedi. Bazı korkunç geceler, insanlığımın bütün iştihasıyla ona sarıldım da.. Öptüm de.. Fakat sonraları düşünüp taşındım. Fadime’yi kendime eş bulamadım. Kendi kendime sana arkadaş lazım, kadının ne lüzumu vardı ki. Başkalarının çocuklarını sevmesini bildikten sonra kendi çocuğun olsun diye heveslenmenin budalalığından geliyor. Mesela şimdi koskoca koç olan Fadime’nin gelinlik kuzusunu her akşam dağdan getiren esmer, güzel delikanlı çoban Fadime için ne biçilmiş kaftandı. Ne güzel eş olurlardı. Onları bir şair görse ne şiirler yazmazdı..."