Olgular, Kavramlar, Kuramlar

Toplumda Tabakalaşma Ve Hareketlilik

Ahmet Zeki Ünal

Toplumda Tabakalaşma Ve Hareketlilik Quotes

You can find Toplumda Tabakalaşma Ve Hareketlilik quotes, Toplumda Tabakalaşma Ve Hareketlilik book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Marks'a göre insan toplumu, her biri kendine özgü sınıfsal ayrışmalar ve sömürü biçimleri karakterize eden bir dizi tarihsel evreden geçerek gelişen bir şeydir.
Sayfa 34 - (Turner, Beeghley, Powers, 2010:160-61)Kitabı okudu
"...kişinin gerçek yerini bilmek için, önce, yaşadığı hukuku bilmeli."
Reklam
Yaşam tarzları insanları birbirinden farklı kılan davranış kalıplarıdır (Chaney, 1999: 14). Gerçekleşen şey ne olursa olsun tarzın, maddî (kantitatif/nicel) yönü ile bu maddî unsur veya unsurların bireylere göre değişen gerçekleştiriliş biçimi olarak maddî olmayan (kalitatif/nitel) yönü vardır. İşte bu değişik tarzları yaratan öz, bireyler arasındaki düşünce, tutum ve davranış farklılıklarına göre değişen maddî olmayan unsurların maddî unsurları biçimlendirmesidir (Eke, 1980: 95). Bu alt-kültürler genel kültüre ve birbirine bağlanmış olmakla birlikte (Williams, 1993), onların göreli olarak birbirinden farklı ve bazı bakımlardan birbirine karşıt yönleri de bulunmaktadır. Sosyal tabakalar arasındaki uzlaşmazlıkların temelinde işte bu ayrılıklar ve karşıtlıklar bulunmaktadır.
Bourdieu'ye göre üç toplumsal sınıf söz konusudur: 1. Tahakküm eden ya da üst sınıf. Bu sınıf her türlü sermayeye yeterince sahiptir ve kendisini diğer sınıflardan bilinçli olarak ayırır. Bourdieu onların sınıf bilincine sahip olduğunu söyler. 2. Küçük burjuvazi. Bunlar üst sınıfı taklit ederler. 3. Halk sınıfı. Bunların ekonomik, kültürel ve sosyal sermayeleri zayıftır. Sınıf bilinçleri aşınma eğilimindedir.
Köleci sistemi iki büyük sınıftan oluşan feodalizm izler. İki ana sınıf, toprağa sahip olanlarla (aristokratlar, soylu toprak sahipleri ya da köle sahipleri) toprak üzerinde üretimi gerçekleştirenler (serfler, köleler ve özgür köylüler) idi.
"Kast" terimi, Hintçe bir terim değildir; Portekizce'de "ırk" ya da "soy" anlamına gelen casta sözcüğünden gelmektedir. Latincede ise castus "saf soy" anlamına gelmektedir.
Reklam
Sosyal tabakalaşma evrenseldir, fakat değişkendir.
Sayfa 12
Otoriteleri olan gruplar çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Dahrendorf (1959: 176) çıkarı açık ve gizli çıkarlar olarak birbirinden ayırır: Gizli çıkarlar, önceden belirlenmiş davranışların bir eğilimini tanımlarlar, açık çıkarlar ise bilinçli olarak aktörlerin eylemini yönlendirirler. Grupların ve organizasyonların yapısını sadece açık çıkarlar kurar, bir grubun ayırt edici özelliği, o anki aidiyet duygusuyla ve en küçük bir organizasyonla belirlenir. Diğer taraftan, aynı birey farklı gruplara bağlı olabilir ve bir yerde elinde bulundurduğu otorite başka bir yerde ona ait değildir. Farklı meşruiyet ve doğaya sahip, ne iki kampa bölünebilen ne de hiyerarşik bir yapıya sahip olabilen sayısız gruplar vardır ki aralarında çok çeşitli çatışmalar söz konusu olabilir. Bununla birlikte, grupların bir çıkar çakışması olduğunda (aynı kişiler ve aynı gruplar tarafından uygulanan otorite), toplumsal sınıf kavramına yaklaşılır. Bu çıkar grupları bir kez kuruldu mu artık yarı-gruplar olmaktan çıkarlar ve toplumsal değişmeye yol açan çatışmalara girerler (Poloma, 1993: 120).
Lenski'ye göre, işlevselci ve çatışma kuramları, birbirine karşıt radikal ve tutucu tavırlar göstermelerine karşın tek bir tabakalaşma kuramı oluşturacak şekilde önermeler sağladığını düşünmektedir. Bu sentezleme çabası doğrultusunda Lenski, dikkatleri güç ve ayrıcalık konusu üzerine yoğunlaştırmıştır. Lenski, yapısal-işlevsel gelenek ile çatışmacı yaklaşımdan seçme hipotezler kullanarak mal ve hizmet bölüşümünün iki yasasını geliştirmiştir. Lenski'nin kullandığı hipotezler şöyle özetlenebilir: 1. İnsanlar toplum içinde yaşaması gereken sosyal varlıklardır; 2. genelde, insanlar kendilerinin ya da gruplarının çıkarlarını diğerlerininkinden önde tutarlar; 3. insanoğlu, toplumda mevcut mal ve hizmetler için doyumsuz bir arzuya sahiptir; 4. bireyler, bu kıt mal ve hizmetler için mücadelede eşitsiz bir biçimde donatılmışlardır ve 5. insan güçlü bir şekilde alışkanlıklara yatkındır ve alışkanlıkların sosyal karşılığı olan âdetlerin etkisi altındadır. Eğer insanla ve doğasıyla ilgili bu postulatlar doğruysa, Lenski, bu postulatlardan hareketle aşağıdaki şu iki önermeyi mal ve hizmet bölüşümünün iki yasası olarak belirler: 1. "İnsanlar emeklerinin ürününü, başkalarının kendileri için gerekli ya da yararlı olan eylemlerinin hayatta kalmalarını ve üretkenliklerinin devamlılığını sağladığı ölçüde paylaşırlar" ve 2. "güç, bir toplum tarafından sahip olunan tüm artı ürünün bölüşümünü belirler" (Lenski, 1966: 35-38).
116 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.