Sosyal medyanın lağım çukurundan bir farkı yok. “İstanbul sözleşmesi yaşatır” sloganıyla sağ sola çemkirenlerin savundukları şeyden bir haber olmaları çok üzücü. Bu araştırma yapılırken şu soruyla yola çıkılmış “biz kadına şiddet olaylarını engellemek için toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak olan İstanbul sözleşmeseni yürürlüğe sokmak istiyoruz. Bu mantığa göre toplumsal cinsiyet eşitliğini en çok sağlayabilen ülkelerde, kadına şiddet olayları en az görülmesi gerekiyor, acaba öyle mi?”
Cevap hayır, hatta durum Türkiye’den vahim. Bu ülkelerde aile kurumu tamamen çökmüş ve yok olmak üzere. Bu ülkelerde boşanma oranları 1/2 oranına kadar ilerlemiş, evlilik dışı doğum son yıllarda %500 artmış, intihar oranları, alkol ve madde kullanımı konusunda bu ülkeler zirveye oynuyor.
En şaşırtıcı olanı ise kadına şiddet ve tecavüz olaylarında oransal olarak Türkiye bu ülkelerin çok gerisinde.
Peki ya aile kurumuna bu kadar zarar veren ve kadına yönelik şiddeti engellemeyen bu politikanın uygulanması için neden bu kadar ısrar ediliyor?
Bu politikalar bu sorunların çözümünde etkili olsaydı öncelikle uzun yıllardır bu politikayı en iyi şekilde uygulayan ülkelerde etkili olması gerekmez miydi?