Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri
Bertrand RussellToplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri Gönderileri
Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri kitaplarını, Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri sözleri ve alıntılarını, Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri yazarlarını, Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
insanı geride tutan korkudur; el üstünde tuttukları inançlarının yanılgı olacağı korkusu, içinde yaşadıkları geleneklerinin zararlı olduğunu görme korkusu, kendilerinin varsaydıklarından daha az saygın olduklarını anlama korkusu.
insanlar, dünyadaki herhangi bir şeyden -yıkımdan, hatta ölümden bile- korktuklarından daha çok düşünceden korkarlar.
Başkalarının size düşmanlık beslemesini engelleyemezsiniz; fakat hayal gücüne dayalı anlama çabası ve ondan doğan sempati sayesinde, kendinizi düşmanlık beslemekten sakınabilirsiniz. Anlama çabası ve sempati olmadan dünyanın pençesine düştüğü kötülüğü tedavi etmenin bir yolu yoktur.
Sayfa 26 - bgst
“Nefret aptallık; sevgi bilgeliktir.”
.
İnsanları özgürce ve asilce yaşamaktan alıkoyan şey, her şeyden çok sahip olma kaygısıdır.
...
Korkudan esinlenen hiçbir kurum yaşamın ilerlemesini sağlayamaz. İnsan işlerinde yaratıcı ilke korku değil umuttur. İnsanı yücelten her şey kötü olduğu düşünülen bir şeyi engelleme mücadelesinden değil, iyi olanı güvence altına alma çabasından doğmuştur. Modern eğitim büyük bir umuttan bu kadar az esinlendiği içindir ki büyük bir başarıyı ancak nadiren gerçekleştirebiliyor. Gençlerin öğretimini denetleyenlerin zihinlerine egemen olan geleceği yaratma umudu değil, geçmişi muhafaza etme arzusudur. Eğitim, pasif bir şekilde ölü olguların farkındalığını değil çabalarımızın yaratacağı dünyaya yönelmiş bir faaliyeti amaçlamalıdır. Antik Yunan ve Rönesans'ın tükenmiş güzelliklerine yönelik kederli bir özlemden değil, gelecekteki topluma dair pırıltılı bir vizyondan, gelecekte düşüncenin elde edeceği zaferlerden ve insanın evren üzerindeki araştırmasının daima genişleyen ufkundan esinlenmelidir. Bu ruhla eğitim görenler, insanlığa geçmişten daha az kasvetli bir geleceğin sunulmasına katkıda bulunmaya muktedir bir yaşam, umut ve neşeyle ve insan çabasının yaratabileceği ihtişama dönük bir inançla dolu olacaklardır.
Sayfa 158 - bgst Yayınları, Birinci Basım, İstanbul, Aralık 2015Kitabı okudu
Eski tip Marksist devrimci sosyalist, yeniçağın tesis edilmesinden sonra toplumların yaşamının nasıl olacağı üzerine asla kafa yormamıştır. Bir peri masalındaki prens ile prenses gibi, sonsuza kadar mutluluk içinde birlikte yaşayacaklarını hayal etmiştir. Fakat insan doğası açısından mümkün olmayan bir durumdur bu. Arzu, faaliyet, amaç katlanılabilir bir yaşamın asli unsurlarıdır; yeni bir çağ geleceğe dönük bir mutluluk kaynağı olarak görülebilir, fakat gerçekleşmesi halinde katlanılmaz olacaktır.
Doğrudur, daha modern sosyalistler ilk öncüleri karakterize eden dinsel coşkuyu büyük ölçüde yitirdiler ve artık sosyalizmi kesin bir hedef olarak görmektense bir eğilim olarak görüyorlar. Fakat yine de siyasi açıdan en önemli şeyin kişinin geliri olduğu ve demokratik bir siyasetçinin asıl amacının emekçinin ücretini artırmak olduğu görüşünü muhafaza ediyorlar. Ben bu yaklaşımın, mutluluğu neyin oluşturduğu konusunda fazlasıyla pasif bir anlayış içerdiğini düşünüyorum. Sanayileşmiş dünyada nüfusun geniş kesimlerinin iyi bir yaşam imkânına sahip olamayacak kadar yoksul olduğu doğru; ama iyi bir yaşamın yoksulluğun azalmasıyla kendiliğinden gerçekleşeceği görüşü doğru değil. Günümüzde hali vakti yerinde olan sınıflar içinde pek az insan iyi bir yaşama sahip; belki de sosyalizmin bütün yapacağı, yoksulluktan kaynaklanan kötülüklerin yerine günümüzde refah içinde yaşayanların mustarip oldukları kötülükleri geçirmek olacak.
Sayfa 126 - bgst Yayınları, Birinci Basım, İstanbul, Aralık 2015Kitabı okudu
Bizi harekete geçiren doğrudan dürtüdür ve sahip olduğumuzu düşündüğümüz arzular, dürtü için basit bir kisveden ibarettir.
Sayfa 31 - bgst Yayınları, Birinci Basım, İstanbul, Aralık 2015Kitabı okudu
Ağaçlar gibi
İnsanlar, tıpkı ağaçlar gibi, gelişebilmek için elverişli toprağa ve baskıdan olabildiğince
azade bir ortama ihtiyaç duyar.
Siyasi kurumlar bu koşulların oluşmasına yardımcı olabileceği gibi engel de olabilir.
Ortaçağ'ın yaşam teorisi insanların adalet ve özgürlük taleplerini karşılamakta aciz kaldığı için çöktü.
Bertrand Russell ~ Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri