Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri

Bertrand Russell

Öne Çıkan Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri Gönderileri

Öne Çıkan Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri kitaplarını, öne çıkan Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri yazarlarını, öne çıkan Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer düşünce, azınlığın ayrıcalığı değil, çoğunluğun malı olacaksa korkudan kurtulmalıyız. İnsanı geri tutan korkudur; üzerine titrenen inançların asılsız çıkması korkusu, yaşamak için destek aldıkları kurumların tehlikeli çıkması korkusu, kendilerinin sandıkları kadar saygıdeğer olmadıklarının ortaya çıkacağı korkusu bunlardan bazılarıdır. "Çalışanlar mülkiyet hakkında özgürce düşünebilmeli mi? O zaman biz zenginler ne yaparız? Genç erkekler ve genç kadınlar cinsellikle ilgili özgürce düşünmeli mi? Ahlâk ne hale gelir? Askerler savaş hakkında serbestçe süşünmeli mi? Ya askeri disiplin; o ne olur? Düşünceye güle güle! Önyargının gölgesine sığınalım, yoksa mülkiyet, ahlâk ve savaş tehlikeye düşer. İnsanların düşünceleri özgür olacağına kendileri aptal, tembel ve zalim olsunlar, daha iyi. Çünkü özgürce düşünürlerse, bizim gibi düşünmeyebilirler. Ne pahasına olursa olsun, bu felaket savuşturulmalıdır." Düşünce düşmanları bilinçdışı düzeyde böyle savunurlar kendilerini. İbadethanelerinde, okullarında ve üniversitelerinde davranışları da hep bu yoldadır.
Bertrand Russell
Bertrand Russell
/
Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri
Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri
Ağaçlar gibi
İnsanlar, tıpkı ağaçlar gibi, gelişebilmek için elverişli toprağa ve baskıdan olabildiğince azade bir ortama ihtiyaç duyar. Siyasi kurumlar bu koşulların oluşmasına yardımcı olabileceği gibi engel de olabilir.
Reklam
Ister şu anda mevcut olsun, ister reformcular tarafından öneriliyor olsun, bir endüstriyel sistem hakkında yargıya varırken sorulabilecek başlıca dört soru vardır: sistem; (1) azami üretimi, (2) gelir dağılımındaki adaleti, (3) emekçiler için insanca yaşam standartını ve (4) yaşam enerjisi ve ilerleme için mümkün olan en fazla özgürlüğü ve uyarıcı gücü sağlıyor mu?
Sayfa 118 - BGST YAYINLARI
"Sarsılmaz bir güven, başlı başına, ona sahip olanlarda her türlü zihinsel gelişmeyi yıkmak için yeterlidir. Sarsılmaz güven, büyük zihinsel güçle neredeyse değişmez şekilde bağlantılı olan köşeli ve münasebetsiz davranışların küçümsenmesiyle birleşince, onunla temas kuran herkes için bir yıkım kaynağı haline gelir."
Sayfa 147 - bgst YayınlarıKitabı okudu
Yaşarken dünya için ne yapabiliriz? Pek çok erkek ve kadın aslında insanlığa hizmet etmek isteyecektir, fakat şaşkın vaziyetteler ve hemen hiçbir güçleri yokmuş gibi görünüyor. Umutsuzluğun pençesindeler, güçlü tutkulara sahip olanlar güçsüzlük duygusundan en çok mustarip olanlar ve umutsuzluk yüzünden manevi bir yıkıma son derece yatkın durumdalar.
Sayfa 206
"Öğretmenlerin banka memurları kadar çalışmasının gayet normal olduğunu düşünürler. Sonuç, aşırı bir yorgunluk ve gerilen sinirler, günün görevlerinin mekanik şekilde icra edilmesinin kaçınılmaz hale gelmesidir. Fakat öğretmenlerin görevlerini mekanik şekilde icra etmeleri ancak itaat talep etmeleriyle mümkün olabilir."
Sayfa 150 - bgst YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"...aslında en fazla eğitim görmüş olanlar çoğunlukla, zihinsel ve ruhsal yaşamları dumura uğramış, dürtüleri körelmiş ve yaşayan düşüncenin yerine sadece belirli mekanik beceriler edinmiş olanlardır."
Sayfa 144 - bgst YayınlarıKitabı okudu
"Yapıcılık dürtüsünün en güçlü olduğu kişiler olağanüstü işler başaranlar olsa da, bu dürtü sadece onlara özgü değildir. Yapıcılık dürtüsü neredeyse evrensel olarak tüm çocuklarda bulunur; yetişkinlerde ise, bulabildiği çıkış noktasının ne kadar büyük(ya da küçük) olduğuna bağlı olarak şu ya da bu düzeyde varlığını sürdürür."
Sayfa 132 - bgst YayınlarıKitabı okudu
Düşünce, baltalayıcı ve devrimcidir, yıkıcı ve korkunçtur; düşünce, ayrıcalığa, yerleşik geleneklere ve huzur verici alışkanlıklara karşı acımasızdır; düşünce, anarşik ve kanunsuzdur, otoriteyi umursamaz, çağlar boyu denenmiş bilgeliğe aldırmaz.
Bütün büyük işletmelerin yönetimleri demokratik ve federal bir yapıya kavuşturulmalıdır. Ücretli çalışma sistemi bütünüyle tiksinti uyandırıcı; Bunun nedeni sadece sebep olduğu ve kalıcı ulaştırdığı toplumsal adaletsizlik değil, aynı zamanda işi yapan kişiyi işin yapılma amacından koparmasıdır. Denetim amacı bütünüyle kapitalist de yoğunlaşmıştır; ücretli çalışanın amacı ürün değil ücrettir. Kapitalistin amacı asgari ücret ödeyerek işin yapılmasını sağlamaktır; ücretli çalışanın amacı ise asgari çalışma ile azami ücret elde etmektir. Bu kadar esaslı bir çıkar çatışmasının var olduğu bir sistemin pürüzsüz dünyada başarıyla işlemesi veya verimliliği ile gurur duyan bir toplum yaratması beklenemez.
Sayfa 134
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.